İftira veya Bühtan Nedir Zararları Nelerdir?
İftira veya Bühtan Nedir Zararları Nelerdir? İftira, bir kişiye ya da gruba yönelik gerçeğe dayanmayan bir suçlama yapmaktır ve İslam’da büyük günahlar arasında yer alır. Kur’an-ı Kerim’de iftira hem bireysel hem de toplumsal zararları nedeniyle şiddetle kınanmış, iftira edenlere ağır cezaların verileceği belirtilmiştir.
Allah, insanın onurunu ve haysiyetini koruma altına almış, bu değerlere zarar veren davranışları ise yasaklamıştır. İslam sadece iftirayı reddetmekle kalmaz, dedikodu, gıybet veya diğer adıyla nemimeyi de yasaklamış, hatta gıybet etmenin, ölü eti yemek gibi olduğunu Resulullah sav bize bildirmiştir.
Nur Suresi’nde, “İftirayı duyduğunuz zaman mümin erkek ve kadınların, kendi vicdanlarıyla hüsnü zanda bulunup, ‘Bu apaçık bir iftiradır’ demeleri gerekmez miydi?” (Nur, 12) buyurularak, iftiranın çirkinliği ve buna karşı takınılması gereken duruş net bir şekilde ifade edilmiştir.
İslam, müminlerin birbirine karşı daima doğru ve adil olmasını emreder. İftira, bu emirlerin tamamen zıddı bir davranıştır. Haksızlık ve yalan üzerine kurulu olan iftira, sadece bir kişinin değil, toplumun tamamının huzurunu bozar.
Hucurat Suresi’nde, “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse, onu iyice araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz” (Hucurat, 6) buyurularak, müminlerin iftiraya karşı uyanık olması öğütlenmiştir.
Bu ayet, her türlü bilgi ve haberi sorgulama gerekliliğini ortaya koyar, çünkü doğruluğu teyit edilmemiş bir bilgi, iftiraya dönüşerek masum bir insanın hakkına girilmesine yol açabilir.
Öte yandan iftira İslam’da sadece bir bireysel günah değil, aynı zamanda toplumsal bir felaket olarak görülür. Allah, iftiradan uzak durulmasını ve her türlü yalanın terk edilmesini emreder. İftiranın dünyadaki sonuçları aileleri ve dostlukları yok ederken; ahiretteki sonuçları, sonsuz azapla karşı karşıya kalmaktır.
İftira ile İlgili Hangi Ayetler Vardır?
Kur’an-ı Kerim’de iftira üzerine çok sayıda ayet bulunur ve bu ayetlerde iftiranın çirkinliği, zararları ve cezası çok net bir şekilde ifade edilir. Nur Suresi, iftira konusunun detaylı olarak ele alındığı bölümlerden biridir. Burada özellikle Hz. Aişe’ye atılan iftira olaydır ki, bu ayetler bütün zamanlar için önemli dersler içerir.
Allah, bu olay üzerine müminlere şu şekilde seslenmiştir: “O iftirayı uyduranlar, içinizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. Bilakis o, sizin için hayırlıdır. Onlardan her biri, yaptığı günahın cezasını çekecektir. İçlerinden büyük günahı yüklenene ise büyük bir azap vardır” (Nur, 11)
Bu ayet, iftiraya karşı dikkatli olunmasını öğütlerken, iftira edenlerin ahirette karşılaşacakları cezaların kaçınılmaz olduğunu belirtir. Hucurat Suresi’nde ise müminlerin, “eğer bir fasık bir haber getirirse onu araştırın” şeklinde uyarılması, iftira için en etkili korunma yollarından biridir.
Ayrıca, İsra Suresi’nde de Allah, yalancılığı ve haksızlığı kınar: “İnsanın bilmediği bir şeyi takip etmesi, doğru olmaz. Şüphesiz ki kulak, göz ve kalp, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur” (İsra, 36). Bu ayet, iftirada bulunmadan önce düşünmenin, araştırmanın ve gerçekleri öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
İftira Edenlerin Ahiretteki Durumu Nasıldır?
İslam’a göre iftira edenlerin ahirette karşılaşacakları durum, son derece korkutucudur. Allah, iftirayı büyük bir günah olarak kabul eder ve bunun cezasının ahirette mutlaka karşılık bulacağını açıkça bildirir. Kur’an-ı Kerim’de iftira edenlerin amellerinin boşa çıkacağı, Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılacakları ve cehennemde azap görecekleri belirtilmiştir. İftirayı tasarlayan ve bu yolda başkalarını yönlendiren kişiler ise daha ağır bir cezaya çarptırılacaktır.
Nur Suresi’nde iftira edenlerin bu dünyadaki cezasının yanı sıra ahirette de ağır bir azapla karşılaşacakları bildirilmiştir: “İftira edenlerin dünyada ve ahirette büyük bir azap ile cezalandırılacakları muhakkaktır” (Nur, 23). Bu ayet, iftiranın hem dünyevi hem de uhrevi boyutunu açıkça ifade eder.
İftira edenler ahirette, Allah’ın huzurunda yaptıkları bu haksızlığın hesabını verirken, ne bir mazeret ne de bir destek bulabileceklerdir. Bu durum onların utanç ve pişmanlık içerisinde ebedi azaba sürüklenmelerine yol açar. İslam’a göre, iftiradan kurtuluşun tek yolu, bu dünyada samimi bir tövbe etmek ve iftira ile zarar verilen kişiden helallik dilemektir.
İftiraya Uğrayan Kişi Ne Yapmalıdır?
Bir Müslüman iftiraya uğradığında, bu durum karşısında sabırlı ve metanetli olmalıdır. İslam, iftiraya uğrayan kişiye sabretmeyi, Allah’a sığınmayı ve hakkını aramak için adil yolları tercih etmeyi öğütler. Kur’an-ı Kerim, iftiraya uğrayanların manevi olarak yüce bir makama erişeceğini belirtir. Nur Suresi’nde, Hz. Aâişe’nin sabrı ve metaneti, bu konuda tüm Müslümanlara örnek teşkil eder.
İftiraya uğrayan kişi, her şeyden önce Allah’a yönelmeli ve O’ndan yardım dilemelidir. Allah, mazlumun duasını kabul edeceğini ve onun hakkını mutlaka teslim edeceğini bildirir. Bu konuda yapılan dualar ve gösterilen sabır, kişinin Allah katındaki derecesini artırır.
Ayrıca, iftiraya karşı hukuki ve sosyal haklarını kullanmak da İslam’ın öğütlediği bir davranıştır. Suçlayan kişiden delil istenmesi veya yalanının ortaya çıkarılması, hem mağdurun itibarını korur hem de toplumu iftiradan arındırır. İslam, adaletin tesis edilmesini bir zorunluluk olarak görür.
İftiranın Toplumsal Zararları Nelerdir?
İftira, sadece bireysel bir günah olmanın ötesinde, toplumsal yapıyı derinden sarsan bir kötülüktür. İftira, insanlar arasındaki güven bağlarını koparır, ailelerin dağılmasına ve toplumsal huzurun yok olmasına neden olur. Özellikle bir topluluğa yönelik yapılan iftiralar, fitne ve kargaşaya yol açar.
Kur’an-ı Kerim, bu tür toplumsal zararları önlemek için, iftirayı net bir şekilde yasaklamış ve iftira edenlere yönelik ağır hükümler koymuştur. Hucurat Suresi’nde, yanlış bir bilgiyle hareket etmenin nasıl bir fitneye yol açabileceği açıkça ifade edilmiştir: “Bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptığınıza pişman olursunuz” (Hucurat, 6)
Toplum içerisinde yaygınlaşan iftiralar, insanları birbirine düşman eder ve sosyal adaleti bozar. Bu nedenle İslam hem bireysel hem de toplumsal düzeyde iftiradan korunmayı ve doğru bilgiyi esas almayı emreder. İnsanların birbirine güvenle yaklaşabileceği bir ortam ancak iftiradan uzak bir toplumda mümkün olur.
İftiranın Kötülüğüyle Alakalı Hadisler
01 – Kim bir mümine, onda olmayan bir kusur isnat ederse, Allah onu, cehennemliklerin pisliğinden kurtuluncaya kadar hapseder. Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb, 35.
02 – Müslüman, dilinden ve elinden başkalarının zarar görmediği kişidir. Kim bir mümine iftira atarsa, onun cezası cehennemdir. Kaynak: Buhârî, Mezâlim, 3.
03 – İftira eden kişi için Allah, ahirette azap hazırlamıştır. Yalancılar kurtulamazlar. Kaynak: Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 45.
04 – İnsanlara yalan söyleyenin cezası, yalanlarının ortaya çıkmasıdır. İftira edenler dünyada ve ahirette hüsrana uğrar. Kaynak: Nesâî, Eyman, 25.
İftira veya Bühtan Nedir Zararları Nelerdir? adlı konumuza son verirken, iftira ile alakalı videolar izlemek isterseniz, burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.
