Yaşam

Sefalet Ekonomisinin Baş Sorumlusu Kim?

Kafir devlet adaletle hükmettikçe yıkılmaz, oysa şeriat devleti olsanız bile, adil değilseniz yıkılırsınız.

Sefalet Ekonomisinin Baş Sorumlusu Kim?

Sefalet Ekonomisinin Baş Sorumlusu Kim? Ülkemin insanına acıyorum, doğan çocuğa, doğacak çocuğa, beli bükük ihtiyara ve ev geçindirmek zorunda olan aile babasına acıyorum. Bu ülke insanının bu sefaleti, bu yokluğu, bu haksızlığı yaşaması gerektiğine inanmıyorum. 100 yıldır sömürüldüğümüzü, gelenin gideni arattığı ve her nasıl oluyorsa her gelen yöneticinin, başarısız olduğu gerçeğini kabullenemiyorum. Şimdi burada bir parantez açıp (Erbakan hariç) demezsem haksızlığı eleştirirken, haksızlık etmiş olurum.

Bu yüzden Erbakan’ı hariç tutuyorum. Onun dönemi dışında, bende dâhil bütün halkı faizle, yolsuzlukla, beceriksizlikle mahveden, milletin ümüğünü sıkan yöneticiler için esef duyuyorum. Nasıl olur da 1,5 TL olan dolar 16 TL olduğu halde yöneticiler olarak bu beceriksizliğin bir sorumlusu olmuyor, nasıl oluyor da kimse özür dilemiyor, hiç kimse istifa etmiyor?

Zaman zaman bakanların, ülkeyi yönetenlerin ekran karşısında başarılı olduklarını söylemeleri, o güzel gözleri ve pırıl pırıl kalpleri ile işi çözeceklerine dair vaatleri açıkçası trajikomik. Herşey ateş pahalı, sürekli ve daima özellikle gıda ürünlerine zam geliyor. Etiketler her gün değişiyor, bunun suçunu esnafa yıkmak da bir garip. Girdi maliyetleri artarsa, çıktı maliyetleri de artar. Bunu ilkokul çocukları bile bilir

Benzine, mazota, taşımacılığa, elektriğe, doğalgaza her gün zam yaparsan, vergilerin bile zamlı olursa, işçi maliyetlerine bindirirsen, hiçbir esnaf bunları cebinden karşılamaz. Haliyle ürettiği, sattığı malın üzerine koyarak, masraflarını çıkartmak zorunda kalacaktır. Bu işin fırsatçısı falan yok, varsa da 80 milyonun yaşadığı bu ülkede, o fırsatçıların lafını bile etmeye değmeyecek kadar azınlık oldukları kesin.

Kötü gidişata bir “Dur” demek gerekiyor. Ciddi anlamda ekonomik krizler yüzünden, hırsızlık vakaları, gasp, dolandırıcılık vakaları inanılmaz boyutlara varmış, insanlar karnını doyuramayacak duruma gelirse, hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmaz. Adeta buradan yöneticilere bir sesleniş olsun istiyorum. Acilen bu kötü gidişat için tedbirler alınmalıdır. Faizle devleti de milleti de batırdınız. “Faize karşıyım” derken, kur korumalı mevduat hesabıyla faizinde faizini verdiniz.

Ülke tarihinde görülmemiş bir faiz icat ettiniz. Zengin tefecilerin, çalışmadan faizle kazanç sağlamaya çalışan para babalarının, faiz baronlarının ekmeğine yağ sürdünüz. Efendim zavallı halktan, parası olmayan vatandaştan topladığınız vergileri, götürüp faizcilere aktarıyorsunuz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını peşkeş çekiyorsunuz. Ölümden korkmuyor musunuz? Hesap gününe inanmıyor musunuz?

Söylesenize Allah aşkına nasıl hesap vereceksiniz? Şayet birileri sizinle uğraşıp, ekonomik olarak size savaş açtıysa ki, -tek bahanenizde bu-  yirmi senedir bu ülkeyi siz yönetmiyor muydunuz? Yönetici dediğin feraset ve basiret sahibi olmalı değil mi? Neden öngörmediniz? Neden bugünler için tedbir almadınız?

Babalar Gibi Fabrikaları Satmak

Sattınız babalar gibi, bütün fabrikaları sattınız, cırcır böceği gibi de gelen paralarla sefa sürdünüz, kış geldiğinde yiyeceğiniz ayazın hesabını hiç düşünmediniz. Neticede satacak fabrika kalmadı. Bu yüzden hiçbir şey üretemediniz. İstihdamı yok ettiniz. Dış piyasa ile mücadele edebilecek, pazarda fiyat kontrolü sağlayabileceğiniz tek bir fabrika bırakmadınız.

Ayçiçek yağıyla, Patatesle, soğanla dayak yediniz. Milleti, kıçını silecek tuvalet kâğıdı alama duruma getirdiniz. Çünkü bütün üreten fabrikaları sattığınız gibi kâğıt fabrikalarını da sattınız. Üretmediğiniz için dışa bağımlı hale geldiniz.

Birde dolar ve Euro kuru karşısında Türk parasını rezil rüsva ettiğiniz için, matbaalar kitap basamaz hale geldi. Düşünsenize elinde mızrak, kıçın da yaprakla dolaşanların parası Papua Yeni Gine Kınası bile Türk lirasını dörde çarpıyor.

Ha öyle iddia edildiği gibi hezimet sadece dolar ve Euro karşısında da değil, bütün dünya paraları karşısında hezimete uğradığınızın ispatıdır yukarıdaki örnek. Düşünsenize; yoksa 500 sene bir valiyle yönettiğimiz Bulgarlar, bundan otuz sene önce bu ülkeye temizlik işi için gelenler, şimdilerde alışveriş için geliyor. Halkın alamadığı ürünleri arabalarına doldurup, ülkelerine götürüyorlar.

Bu utanç AKP yöneticilerinin hepsi içindir. İstifa etmeyi bile düşünmeyen, ortaya bir sorumlu bile koyamayan AKP bu saatten sonra otursun bari utansın…


Sefalet Ekonomisinin Baş Sorumlusu Kim?
Sefalet Ekonomisinin Baş Sorumlusu

Çiftçi Anasını Alıp Gitti

Sayın Recep Erdoğan öyle demişti. Başarısız tarım politikalarını eleştiren bir çiftçiye “Al ananı da git” demişti. O günden bu güne anasını alan her çiftçi köyünü, tarlasını, toprağını terk etti. Çünkü ektiği buğdayı hasat ettiğinde, yaktığı mazotun, döktüğü gübrenin, akıttığı alın terinin karşılığını alamıyordu. Misalen ekmenin maliyeti 5 TL ise hasattan sonra ürüne verilen fiyat 4TL idi.

Bu durumda hangi çiftçi anasını alıp gitmezdi ki? Giden gitti bu yüzden, buğday ithal ediyoruz. Bu yüzden Ukrayna ile savaşan, savaş yapan bir ülkeden Ayçiçek yağı ithal ediyoruz. Bu ithalatı da kahraman edasıyla duyuruyoruz. Lakin bu kahramanlığa bu saatten sonra hangi saf kafa inanır onu da bilemem.

Öte yandan düşünsenize! Çiftçiliğin bittiği, haliyle otun, samanın olmadığı bir ülkede hayvancılık olur mu?

Olmaz tabi ki, bu yüzden hayvancılıkta bitti. Çünkü saman, Dolar ve Euro ile gelince, besici yedirdiği samanın parasını, sağdığı ve ürettiği sütten çıkaramaz hale geldi. Kim zararına çalışır ki? Haliyle süt veren ineklerde dâhil, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar mezbahanın yolunu tuttu. Süte, yoğurda, peynire durmaksızın zam gelmesinin sebebi işte budur.

Daha kötüsü ise bunların iyi günlerimiz olmasıdır. Bu iktidar başta olduğu sürece, bu faizci ve tefeci anlayışla ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece, bu sistemin bir çarkı olduğu müddetçe, daha “Bugünleri arayacağız” dersek yanılmış olmayız.

Ekonomik Sefalet İçin Çözüm Nedir?

Şimdilerde; eskiyen, faizci, tefeci, adı yolsuzluk ve adam kayırma ile iyice yıpranmış AKP hükümetine kesin gidici gözü ile bakılırken, yağlandırılıp ballandırılarak insanlara sunulan CHP var ki, al birini vur ötekini demeden edemiyorum. Açıkçası, eğer bu hükümetten sonra CHP işbaşı yaparsa, kopan kollarımızdan sonra bacaklarımız da kopacak demektir.

Çünkü giden ne kadar faizci ve yolsuz ise gelende o kadar faizci ve yolsuzdur. Ne şimdiki iktidar, ne ana muhalefet çözümün bir parçası değildir. Halk olarak bunların hepsinden temelli olarak kurtulmamız gerekir.

Halk olarak faizsiz bir yönetimi vaat eden, halkın parasını faize peşkeş çekmeyen, düzenin dişlisi olmayan bir partiyi desteklemek gerek. Bu şartlara sahip, tek parti ise Yeniden Refah partisidir. Açıkçası Fatih Erbakan desteklenmelidir. Sırf “Faizi kaldıracağım” demesi bile onu ölümüne desteklemeyi gerektirir.

Oyuna gelmemek, horoz dövüşüne kanmamak, sahnelenen tiyatroya yanmamak için olsa bile, iç ve dış mihrakları ters köşe etmek için olsa bile Fatih Erbakan desteklenmelidir. Çünkü artık öyle bir noktadayız ki bıçak kemiğe dayandı. Ya kendimize geleceğiz. Yeni bir dirilişle dirileceğiz, ya da Avrupa kapılarında parya olmaya devam edeceğiz. Yazıma son verirken, güzel ülkemin güzel insanlarına selametler dilerim. Konuyla alakalı halkın sesini ise buradaki geçinemiyoruz röportajlarından izleyebilirsiniz

Keyifli Admin

Medeniyetimiz, ahlaki değerlerimiz ve bu vatan toprağı bizim için değer konmaz birer hazine niteliğindedir. Keyifli Bilgi yapabildiği kadar, sizlerin de desteğiyle bu hazinelerin hepsine taliptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu