Çocuğunuzu Sapkın Din Anlayışından Koruyun
Çocuğunuzu Sapkın Din Anlayışından Koruyun; binlerce yıldır Müslüman yaşamış ve Müslüman doğmuş bir toplumda çocuklarımız veya bizler kolay kolay din değiştirmeyiz. Nitekim Türkiye’de istatistiklere baktığımız zamanda, İslam dininden Hristiyanlığa geçenlerin sayısı yok denecek kadar azdır. Fakat söylemleri, yaşam tarzı ve oluşturulan etkiyle ateist veya deist olan ve belki de çığ gibi inançsızlığa koşan bir gençlikle karşılaşıyoruz.
Buradaki geçişin temeline bakacak olursak, kahir ekseri bir özentiden ibarettir. Uçak süzülürken ateist, uçak düşmeye başlayınca Allah’ı hatırlayıp Müslümanca duaya durmak kabilindendir. Medya ve sosyal medya fenomenleri, izlenen diziler, oynanan oyunlar genç nesli dinsizliğe ve deistliğe yönlendirmektedir.
Bu yönlendirme bilinçli, ancak yönlenen bilinçli değildir. Modern kültürün peşinde koşan heva ve hevesine yenilen gençlik belki de sadece popülaritesini artırmak, kendine bir yenilik aramak için dinsizlik söylemleri içindedir. Yoksa terk ettiği dini bilmediği gibi, dâhil olduğu Ateizmi ve Deizmi de doğru argümanlarla savunacak kadar bilgi birikimine sahip değildir.
Şakadan Din Değiştirilebilir mi?
Eğer bir Müslümansanız, şakadan da olsa din değiştiremezsiniz. Çünkü Resulullah sav buyuruyor ki; üç şeyin şakası olmaz: bunlar nikâh, talak ve küfürdür. Yani bir Müslüman şakadan olsa bile nikâh kıyamaz, şakadan hanımını boşayamaz ve şakadan olsa bile din değiştiremez.
Akıl baliğ olan herkes dinden sorumludur. Günahlar akıl baliğ olduktan sonra deftere yazılır. Bu yüzden bir genç şakadan veya bilinçli olsa bile, sırf popüler gözüküyor diye Ateist veya Deist olamaz. Şakası bile kabul edilemeyen bir meselenin ne kadar ciddi bir mesele olduğunu kavramak ve ona göre davranmak gerekir.
Bu yüzden çocuklarınızı Ateizm ve Deizm tehlikesinden koruyun. Bunu en iyi ebeveynler olarak siz yapabilirsiniz. Güzel arkadaşlar seçmesini sağlayarak, güzel insanlarla muhatap olmasını sağlayarak ve layığıyla ona dinini öğreterek bunu başarabilirsiniz.
Nitekim insan bilmediğinin düşmanı olur. Özellikle akılcı bir çağda yaşıyorsak, çocukların aklına hitap etmeli, ona dinini ayrıntılı bir şekilde öğretmeliyiz. Çünkü yarım doktorun candan ettiği gibi, yarım dindarlığın dinden ettiği de görülmüştür.
Sapkın Din Anlayışı Nedir?
Maalesef yine günümüzde üstelik en tehlikeli olduğunu düşündüğümüz, sapkın din anlayışı tehlikesini de göz önünde bulundurmanız gerekir. Sapkın din anlayışı nedir? Dinin İfrata (Aşırı gitmek) veya tefrite (Geri kalmak) kaçan yorumudur. Yine Resulullah sav bizi bu hususta uyarmış, ifratı ve tefriti reddetmiştir. Ehli sünnetin yolu dosdoğru yol olan sıratı müstakimdir. Onda ne aşırılık vardır, ne de geri kalma vardır.
Neden sapkın din yorumlarını en tehlikeli gördüğümüze gelince, çünkü çocuğunuz namaz kılar, oruç tutar, görünürde dindar arkadaşlar edinir, vaazlara ve sohbetlere gider; ama bir gün karşınıza geçip ”Anne sen müşrik kâfirsin” der. O an eliniz ayağınız buz keser, ne diyeceğinizi şaşırır, meseleyi bir de babaya açarsınız.
Baba ile yapılan münazaranın sonunda yine gelinen nokta babanın müşrik ve kâfir olmasıyla biter. Yanlış anlamayın, İslam’da tekfir denen bu sapkınlık öyle büyük boyutlara ulaştık ki, tekfirci dediğimiz düz Vahhabi anlayışı, her nedense en az Deist olmak kadar popüler…
Tekfirciliğin geldiği nokta ise içler acısı, anne ve babanın birer müşrik olmasının ilanının ardından, dağ, taş, beton, orman hatta uçan kuş bile müşriktir. Hepsinin kafası kesilse haktır. Bu ifrata varan din yorumu, hep aynı kaynaktan Vahhabilikten beslenir. Nitekim işidin kaynağı da bu yorumdur. Vahhabilik, Hazreti Aliyi tekfir eden hariciliğe kadar uzanır.
Türkiye’de tıpkı bir gecede biten mantar gibi, hemen hemen her şehirde bu tekfirci akidelerin dernekleri ve toplantıları oluyor. Yine bunların internet üzerinde her gurubun diğer gurubu tekfir ettiği youtube videoları bolca bulunuyor. Bu sakalı uzun aklı kısa, yeni yetme hocaların bütün meselesi, ne yazık ki kim nasıl tekfir edilir? Karşı guruptaki kadınlar ne zaman tövbe ederek kendi guruplarına gelir? Şeklindedir.
Bu mevzu ile alakalı youtube üzerinde bolca bilgi bulabilirsiniz. Dahası bu insanlar kendi derneklerinde, kendi aralarında otururken bile tekfirleşirler. Aynı derneğe mensup, güya aynı cemaatin içinde ve yine güya kardeş olmuş iki arkadaş, kısa bir münazaranın ardından birbirlerine müşrik diyerek kolayca dernekten ayrılabilirler.
Ehli Sünnet Kimi Tekfir Eder?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, dinin şakası olmaz. Eğer Müslüman birine kâfir derseniz ve o kâfir değilse, siz kâfir olursunuz. İşte tekfir bu kadar tehlikeli ve nefret tohumları saçan, Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği bozan bir durumdur. Hâlbuki ehli sünnete göre tekfir edilecek kişilerin alameti farikası olması gerekir.
Ehli sünnet anlayışına göre bir adama kâfir veya müşrik diyebilmeniz için, o adamın üzerinde kâfir alameti bulunması gerekir. Mesela papazların bellerinde bağladığı zünnar veya boynunda bir haç veya tapındığı bir buda heykeli gibi açık alamet neticesinde kişiye kâfir veya müşrik denir.
Kaldı ki İslam’da tebliğ tekfirden önce gelir. İnsanları tart ederek, hakaret ederek veya tekfir ederek onlara bir davette bulunamazsınız. Bu yüzden belinde zünnarı olan bir kâfire karşı “Sen kâfirsin” denmez. Kişinin kâfirliği bilinir, ona tebliğ edilir. İnanırsa inanır, inanmazsa inanmaz. Bir Müslüman olarak vazife icra edilmiş olur.
Çocuğunuza Dinini Öğretin
Şuana kadar saydığımız tehlikeler her köşe başında aç bir kurt gibi ağzı açık beklerken, çocuğunuzun internet veya sosyal mecra ya da direk gerçek hayatta yanlış mecralara sürüklenmesi çok kolay ve bu kadar basitken, evladınızla olan iletişiminizi artırın.
Onunla arkadaş gibi olun. Ona öğretin. Eğer çocuğunuza gerektiği gibi dini terbiyeyi vermez, ona gerektiği gibi dinini öğretmezseniz, çocuğunuzu bir ateist veya ifrata kaçan yorumlarıyla tekfirci bir cahil olarak bulmanız kaçınılmazdır.
Kaldı ki çocuğun yiyeceği içeceği için ömür boyunca endişelenip dururken, hâlbuki rabbimiz “Rezzak olan benim” diye buyurmuşken ve herkesin rızkını vereceğini söylemişken bu vaade rağmen derin bir rızık endişesine kapılıp manevi değerleri unutmak, Müslüman için akıllı bir tutum değildir.
Evet, çocuğunuzun karnını doyurun, maddi olarak zaten doyurmanız gerekir. Fakat manevi olarak da doyurmanız gerekir. İşte bunu yapmadığınız takdirde çocuğunuz avuçlarınızın arasından kayar gider. Aranızda buzdan dağlar oluşur; yıkılamayacak, aşılamayacak mesafeler girer araya. Bizler bunun olmaması için duacıyken, burada en büyük sorumluluğun yine ebeveynlere, yani anne ve babaya düştüğünü bir kez daha hatırlatalım istedik.
Tekfir Hastalığından Kurtulmak
Çocuğunuzu Sapkın Din Anlayışından Koruyun adlı konumuza son verirken, tekfir hastalığı ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.