GenelDini Bilgiler

Amaca Giden Her Yol Mübah Demek Doğru mu?

Müslüman; sadece amacın meşruluğunu sorgulamaz, amaca giden yolların meşruluğunu da sorgular

Amaca Giden Her Yol Mübah Demek Doğru mu?

Amaca Giden Her Yol Mübah Demek Doğru mu?  Bu söz sinsi ve irrite edici bir sözdür. İşin aslı Müslümanların gündelik hayatlarında karşılarına çıkan problemlerde veya söylenilen sözlerde İslam süzgecini kullanmaları gerekir. Bir insan, Hristiyan veya dinsiz olabilir. Ya da herhangi bir dinin mensubu olabilir. Bu insanların olaylar karşısında hangi pozisyonu aldıkları şimdilik bizim mevzumuz değildir.

Biz Müslümanlar olarak Müslümanların rastladıkları söz ve davranışlara karşı durumlarını ele alacağız. Mesela “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışıyla bir Müslüman hareket edebilir mi? Bu sözü yaşantısına ve inanç dünyasına kazıyabilir mi? Bunu anlatmaya çalışacağız.

Amaca Giden Meşru Yollar Olmalı

Yeryüzünde yaşayan insanoğlunun her birinin kendine özgü türlü türlü hayalleri vardır. Kiminin hayali ulaşılmaz, kiminin imkânsız, kiminin ise büyük tavizlerle mümkünlüğü olabilir hayallerdir. İnsanoğlu hayallerine kavuşma arzusu ile aklına gelen her şeyi veya her yolu deneyebilir mi?

İşin aslı bu hayaller sadece şahsını değil, tüm dünyayı kurtaracak kadar önemli hayaller olsa da, bu insanımız idealist bir birey olup, insanlık için önemli adımlar atacak olsa da amacına ulaşmak için her yola başvuramaz. Çünkü İslam fıkhında önemli bir kural vardır. O şöyledir “Amacının meşru olması, aracını meşru etmez”

İslam sadece amacının kabul edilebilir ve meşru olması ile yetinmez, amaca giden yolunda meşru olmasını ister. İşin aslı Amaca giden her yolun mübah olduğuna inanan bir insan aslında tehlikeli bir insandır. Bu insanın amacı uğruna yapmayacağı şey yok demektir.

Sırf amacı uğruna, arzuladığı, istediği veya hedeflediği şey için anasını da babasını da kesecek bir mizaca da sahip olacağı gerçeğidir. Kendi arzu ve amacı için vatanını ülkesini satacak bir insan tipidir bu anlayıştaki bir insan…

Yani böylesi bir cümlenin doğruluğuna inananların, insan olup olmadığı bile tartışmaya açıktır. Bu anlayışa sahip bir bireyin, dinli veya dinsiz olması da fark etmez. Önce insan olmak bir adım atması, böylesi irrite edici bir anlayıştan ivedilikle kurtulması gerekmektedir.

Amaca Giden Her Yol Mübah Demek Doğru mu?

Amacın Meşru Olması Aracı Meşru Kılar mı?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi fıkıhta bir düsturdur. Amacında, aracında meşru (kabul edilebilir, şeri, uygun, helal) olması gerekir. Bu durumu iyi anlamak için bir örnek verelim. Diyelim ki hacca gitmek istiyorsunuz. Fakat paranız yok. Bir türlü helal yoldan hac parasını da denkleştiremediniz.

“Benim niyetim iyi, amacımda güzel. Kâbe’yi tavaf edeceğim. Allah’ın evini ziyaret edeceğim. Ne olursa olsun Mekke’ye gitmeliyim” anlayışıyla hareket ederek, paranızı faize yatırıp faiz geliri elde edemezsiniz. Kadın satamazsınız. Kimseyi gasp edemezsiniz. Kul hakkı yiyemezsiniz.

Amacınız Mekke’ye gitmek olsa bile, haram yoldan para kazanarak Mekke’ye gidemezsiniz. Çünkü bu din Mekke’ye gidecek olsan bile meşru yollardan yani helal yollardan para kazanmanı ve helal yaşamanı emreder. Sırf amacın güzel diye sana haramlar helal olmaz.

Yine Amaca giden her yolun Müslümanlar için mübah olmadığını, böyle bir şeyin yapılabilir olmadığını anlatmak için yine uç bir örnek verelim. Misalen müstehcenliğin kötülüğünü anlatmak için, insanlara müstehcen bir film izletip sonrada, müstehcenlik işte bu kadar kötüdür diyemezsiniz.

Her ne yapıyor ve nereye ulaşmak istiyorsanız, mutlaka bu amaca ulaşmanız için takip etmeniz gereken helal yollar olmalıdır. Üstelik helal yoldan amaca ulaşmanın ille de tek bir yolu yoktur. Birçok yolu vardır. Ancak bu yolların tamamı helal dairesi içinde kalmalıdır.

Müslümanın amaca ulaşması için koyması gereken sınır ve geçemeyeceği kırmızı çizgisi helal dairesi olmalıdır. Şayet bir amaca ulaşması haram yoldan mümkünse; orada amacını, harama bulaşmamak için terk etmelidir.

Düşünün ki bizim mezhep imamımız Ebu Hanife der ki ”Bir şüpheli şey için yetmiş helali terk ettim” Yani helal olduğundan emin olmadı, haram olabileceğini düşündüğü bir şey için, helal olan yetmiş helalden elini çekmiş.

Bu durumda biz Müslümanlar kim söylemiş, ne için söylemiş, neye dayanarak söylemiş hiç umursamadan “Amaca giden her yol mubahtır” şeklindeki sözü elimizin tersiyle bir kenara iterek hayatımız boyunca, amaçlarımızı helal dairesinden çıkmadan gerçekleştirme gayretinde olma hususunda kendimize söz vermeliyiz.

Zaten imtihanda burada başlar. Amaçların uğruna harama bulaşman, Allahtan uzaklaşman, isyan içinde olman, sırf amacın için İslam’ın hudutlarını çiğnemen eğer imtihan olmazsa başka ne imtihan olur ki? Yazımıza burada son verirken, tüm kardeşlerime selam eder, helal dairesinin keyfe kâfi olduğunu ifade ederek, imtihanı kazananlardan olmamızı temenni ederim.

Amaca Giden Her Yol Meşru mudur?

YouTube video


Amaca Giden Her Yol Mübah Demek Doğru mu? adlı konumuza son verirken, amaca giden her yolun meşru olmadığıyla alakalı başka videolar için buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.

Keyifli Admin

Medeniyetimiz, ahlaki değerlerimiz ve bu vatan toprağı bizim için değer konmaz birer hazine niteliğindedir. Keyifli Bilgi yapabildiği kadar, sizlerin de desteğiyle bu hazinelerin hepsine taliptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu