Bir İşte En İyi Olmanın Avantajı Nelerdir?
Bir İşte En İyi Olmanın Avantajı Nelerdir? Aslında bu konu para kazanmayla da doğrudan alakalıdır. İnternet’ten para kazanma üzerine yazılmış belki de milyonlarca içerik var. Bu birazda, para kazanmak için yol gösteren içerikler üreterek, bu içeriklerden para kazanan uyanıkların işi dersek, herhalde abartmış olmayız. Öte yandan umumiyetle insanlar hep bir para kazanma telaşesinde, hep kısa yoldan zengin olma, hep bir an önce köşeyi dönme telaşesinde…
Hâlbuki işin gerçeği, kimseye öyle kolayca köşe döndürmezler. Her köşenin kurdu, bilirkişisi ve o köşenin duayeni olan birileri vardır. Bu gerçekleri atlayarak köşe dönmeye kalkan insan, tokatçıların elinde tokat manyağı olur. Varlığını servetini ve tüm umutlarını kaybeder.
O halde ne yapmak gerekir? Öncelikle özellikle internet üzerinden palazlanan ve ağına binlerce insanı düşürüp birçok insanın hayalleriyle oynayan, boş vaatler sunan, emek olmadan, bilgi olmadan kazanç vaat eden oluşumların tamamını elinizin tersiyle itmeniz gerekir. Arkadaşlar emeğin olmadığı yerde, bilginin olmadığı yerde son olarak da çok büyük sermayenin olmadığı yerde kazanç olmaz.
Hâlbuki sizde o büyük sermaye olsa, zaten “Hıyarım var” diyenin ardına tuzu alıp koşmazdınız. Çünkü büyük sermayeleri yönetmek, dikkati, bilgiyi ve bir emeği gerektirir. Bu durumda sizin büyük bir sermayeniz olmadığını farz ederek, paranın nasıl kazanılacağına dair birkaç kıstas sunmak istiyorum. Her şeyden önce bu asır ve bu zaman bilgi asrıdır. Bilgi paradır. Bilginin en kolay bir şekilde paraya çevrildiği çağdır bu çağ. O halde para kazanmak isteyen bilgi sahibi olmalıdır.
Fakat çevremize baktığımız zaman, her konuda belki de yüz binlerce insanın az ya da çok bir konu üzerinde bilgi sahibi olduğunu temaşa edebiliriz. Bu durumda yapılması gereken şey, işte bu konunun başlığıdır. “Bir konuda en iyi olmak” işte bu çağda bunu başaran insanlar o konu üzerinden çuvalla para kazanır.
Bu tür insanların öncelikli hedefi para değil, bilgidir. Yarım yamalak değil, bütünüyle, piyasadaki en iyisi olmak kaydı ile o konunun o işin veya o bilginin sahibi olan için bütün kapılar ardına kadar açılır. Yani bir konuda en iyi olana, bir işi en iyi yapana teklif her yerden gelir. İster kendi başına çalışsın, ister şirketlerde çalışsın, hangi işi yapıyor olursa olsun, o işi en iyi yapan en iyi parayı kazanır.
Örnek vermek gerekirse, mesela wordpress sitelerine tema yapan yüzbinlerce yazılımcı var. Her biri wordpressi hem işlevsel hale getirmek için, hem görsel olarak iyileştirmek için, hem de hızlı bir sistemin oluşması için tema yapar ve bu temaları internet üzerinden satışa çıkarırlar. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, kullanabileceğiniz satın alabileceğiniz yüz binlerce temaya böylelikle ulaşabilirsiniz.
Fakat bu kadar temanın içinde en çok satılan, insanların en çok talep ettiği ve gerçekten alanların memnun kaldığı tema sayısı belki de yüz adet temayı geçmez. Bunların hepsi birbirinden farklıdır. Lakin ortak bir özellikleri vardır ki, o da konuları üzere yapılmış en iyi tema olmaları gerçeğidir. Evet, en iyi ürün her zaman satar. Kalitenin her zaman alıcısı vardır. Bugün olmazsa yarın satar; ama mutlaka satar.
Öte yandan yine başka bir örnek verecek olursak, ülkemizde belki de binlerce grafiker boşta veya mesleki olarak iyi bir kazanç elde edemiyor. İnanın bana bunun en büyük sebebi kendileridir. Çünkü meslek sahibi kendini geliştirmeli, o mesleğin en iyilerinden olmalıdır.
Bendeniz de bir grafiker olarak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, grafikerim diyerek piyasada iş yapan birçok genç arkadaşımıza “Photoshopta bana gölgeleri gerçeğe uygun bir küre çiz” dersen, onu sana çizecek potansiyelde değildir.
Çoğu hazırcıdır. Hazır siteleri kullanır, yeterince öğrenmez. Yeterince araştırmaz, yapacağı işin örneklerini incelemez, en iyisini yapmak istemez, ter dökmek istemez, işimin en iyi olayım düşüncesiyle hareket etmez. Bu yüzden çoğu grafik tasarımlar ya birbirinin benzeri kopya içeriktir, ya da gerçek anlamda incelendiğinde bir sürü hata bulacağın işlerdir.
Hâlbuki bu mesleği “İşimin en iyisi olmak istiyorum” mantığıyla hareket ederek yapan birçok arkadaşımızda mevcut. Bu arkadaşlar gündemi takip eder, işine özen gösterir, yeni trendleri takip eder ve öncelikli hedefleri; ortaya muazzam bir iş koymak olur ki, bu tür arkadaşlarımızın arkasından zaten iş koşar, bu arkadaşlarımız iş yetiştiremez ve çok yüksek ücretlere çalışırlar
İşte bu iki örnekte de görüldüğü üzere, her ne iş yapıyorsanız, bu internet işi de olabilir, bir fabrika işi de olabilir, o işin en iyisi olmaya bakın. O işi sizden daha iyi yapan olmasın. Siz işinizle anılın. Öyle ki eğer bir duvar ustasıysanız, işi bilen ustalar yaptığınız bir duvara bakıp, “Bu duvarı kesin falan usta örmüştür” diye düşünüyorsa, Duvarınızı yaptığınız insanlar, ne kusursuz ve güzel bir duvar örülmüş diyorsa ve yine duvar dendiğinde akla ilk sizin isminiz geliyorsa, siz o işin ehli olmuşsunuz demektir. Nitekim bir işin ehli olmanın önemi büyüktür. Zira Allah işinin ehlini sever.
Bir Konu Üzerinde Uzmanlaşmanın Önemi
Çok Yönlü Olmanın Avantajı Nelerdir?
Bu başlık neden var? Yukarıdaki yazıyı okuyarak, ille de uzmanlaşmak diyerek bir şartlanmışlık içine girmek yerine, uzmanlaşmanın karşıtı olan çok yönlü olma avantajlarından da sizlere bahsetmek istedik. Fakat bu iki şey içinde net bir şekilde söyleyebileceğimiz şey, okumak ve araştırmaktır. İster çok yönlü olun, ister uzman olun, okumayı sevmeli ve bol bol okuyup araştırmanız gerekir.
Ve yine bir tercih yapmak gerekiyorsa, çok yönlülük değişimin yavaş olduğu, uzmanlaşma ise değişimin hızla gerçekleştiği alanlarda öne çıkar. Enerji ve madencilik gibi daha durgun sektörlerde uzmanlar yeni fikirler üretmek ve fırsatları değerlendirmek konusunda zorluk çekerken çok yönlü kişiler farklı alanlardan ilham alarak gelişimin önünü kolayca açabiliyorlar.
Oysa kuantum bilgisayar programcılığı veya genetik mühendisliği gibi hızla dönüşen sektörlerde uzmanlar donanımları sayesinde teknolojik gelişmeleri ve fırsatları iyi okuyarak yeniliklere rahat bir şekilde imza atabiliyorlar.
Araştırmacı gazeteci ve çok satan yazar David Epstein diyor ki; insanoğlunun en güçlü yönünün geniş düşünmek olduğunu savunuyor ve uzmanlaşmanın başarıya giden tek yol olduğunu reddediyor. Aynı örüntünün tekrar ettiği, geri bildirimlerin net ve kesin olduğu öğrenme süreçlerinde (örneğin satranç) uzmanlaşmak en etkili yöntem.
Ancak Epstein herkesi uzmanlaşma beklentisiyle sınırlandırmanın yanlış olduğuna dikkat çekiyor ve önemli bir noktaya parmak basıyor. Farklı alanlarda kendinizi geliştirdikçe edindiğiniz becerileri yeni durumlarda kullanma şansınız artıyor.
Bu deneysel süreçte ayrıca ilgi alanlarınızı ve güçlü yönlerinizi keşfediyor, kendinizi daha iyi tanıyorsunuz. Böylece neyi en iyi başarabileceğinizi çok iyi kavrıyorsunuz. Bu durumda zaman kaybetmiyor, aksine esneklik kazanıyorsunuz.
Bizce dünyanın hem uzmanlara hem de çok yönlülere, hatta “çok yönlü uzmanlara” ihtiyacı var. Forbes dergisinde de belirtildiği üzere günümüz koşullarında kimi zaman uzmanlaşma, kimi zaman çok yönlülük ön plana çıkıyor. Hangi durumda hangi şapkayı takacağını bilmek kişiye avantaj sağlayabilir.
Özellikle iş başvurularında “Uzman” şapkasını takarak ilgilendiğiniz sektör ve pozisyonu iyice araştırdığınızı ve anladığınızı belirtmeniz, başka bir deyişle derinlik göstermeniz önem taşıyor. Belli sektörlerde ise geniş bir beceri yelpazesine sahip olmadan ilerlemeniz çok zor. Örneğin dijital pazarlama alanında çalışıyorsanız geleceğe dair olası senaryolar tasarlamanız, bütçe yönetebilmeniz ve insanlarla bağ kurabilmeniz gerekiyor.
T Tipi Olmanın Avantajı Nelerdir?
Yeni bir kavram T tipi birey. Bundan kasıt kişinin hem bir alanda uzman olması, hem de o uzman olduğu alanların dışındaki kimi konularda bilgi sahibi olmasıdır. Uzmanlaşma ve çok yönlülüğü bir araya getiren “T tipi” çalışanlara olan talep gün geçtikçe artıyor. Harfin yatay kısmı çeşitli becerileri birlikte barındıran çok yönlü kişileri, dikey kısmı ise bir konu üzerine derinlemesine uzmanlaşmış bireyleri temsil etmektedir.
İş hayatının sıklıkla dönüşüme uğradığını ve sürekli yeni şeyler öğrenmemiz gerektiğini hesaba katarsak “T tipi” felsefesini benimsemek mantıklı görünüyor. Şunu da unutmamak gerek;
Tarih boyunca en dikkat çekici yenilikler ve icatlar birbiriyle alakasız gözüken alanların birleşimiyle ortaya çıkmış. Dolayısıyla kişilere uzmanlaşmayı veya çok yönlülüğü dayatmak yerine dünyamızın iki gruba da ihtiyaç duyduğunu hatırlamalı ve bu kombinasyonun vereceği güçten yararlanmalıyız.
Başarılı Olmanın Sırları Nelerdir?
Bir İşte En İyi Olmanın Avantajı Nelerdir? adlı konumuza son verirken bir işte uzmanlaşmak ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.