Sahabeyi Eleştirmek ve Kınamak Küfür mü?
Sahabeyi Eleştirmek ve Kınamak Küfür mü? Ahir zaman ümmeti olan bizler, şimdi ki zamanda değil de, asrı saadet döneminde, yani sahabelerin yaşadığı dönemde yaşamış olsaydık ve onlar gibi bir sahabe olsaydık, belki o zaman kimi sahabeyi eleştirme hakkımız olabilirdi. Fakat Sahabeden 1400 sene sonra yaşayan, hiçbir Müslümanın ister âlim olsun, ister cahil sahabeyi eleştirme hakkı yoktur.
Hatta sahabeyi eleştirme hakkı sahabeden hemen sonra gelen ve sahabeyi gören tabiin ve tebei tabiinde bile yoktur. Çünkü fazilet bakımından, yücelik bakımından, sahabe ile hiç kimse eş değer değildir. Öyle ki, kendisi de bir tabin olan Hanefi mezhebi kurucusu İmamı Azam bile, sahabenin en düşük derecesi kabul edilen Hazreti Vahşinin atının burnuna kaçan bir toz mesabesinde bile değildir.
Fazilet bakımından yetişemeyeceğin, değer bakımından yanından bile geçemeyeceğin sahabeyi; o halde hangi cüret ve akıllı eleştirebilir, yerebilir veya buğzedebilirsin? Had bilmek, din bilmektir. Haddini bilmeyen dinini de bilmez.
“Allah’u Teâlâ, beni insanların en asilzadesi olan Kureyş kabilesinden seçti ve bana onların arasından en iyilerini Ashab [arkadaş] olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezir olarak ve din-i İslam’ı, insanlara bildirmekte yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshar [zevce, kayınpeder, kayınvalide, kayınbirader ve baldız gibi kadın tarafından akraba] olarak ayırdı. Bunlara sövenlere, iftira edenlere, Allah’u Teâlâ’nın ve bütün meleklerin ve insanların laneti olsun” Hâkim
Sahabe Neden Eleştiriliyor?
Sahabenin eleştirilme sebeplerinin en önemlisi -Münafıkça bu işi yapanların- İslam’ın surlarında bir gedik açma gayret ve arzularından dolayıdır. Direk peygamberi eleştiremeyenler, Onun hadislerine ve sünnetlerine dil uzatamayanlar, sahabeye dil uzatarak, sonunda İslam’ın temel ikinci kaynağı kabul edilen hadislere ve sünnetlere dil uzatabilme özgürlüğünü elde etme gayreti gütmektedir.
Kuran-ı Kerim ayeti ve Resulullah sav; sahabeden bahsederken, “İnsanlık tarihinin en hayırlı nesli” buyuracak ve sen bir Müslüman olarak Kuran-ı Kerimin ve Resulullah sav bu sözüne muhalif davranıp, insanlık tarihinin en hayırlı neslini eleştirecek, onların hata ve günahlarından dem vuracak, uyduruk birkaç tarihçinin ağzına bakarak, hakkında ayet ve hadislerle övgü olan sahabeyi eleştirme, yerme ve belki de buğzetme gafletine düşeceksin öyle mi?
Gerçekten iman sahibi bir Müslüman, cahil değilse, hain değilse veya bir müsteşrik değilse sahabeyi çekiştirmekten imtina eder. Bakın aşağıda Hazreti Cabir (r.a) rivayetiyle “Resulullah sav ne buyuruyor:
“Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd’e hatta yarım müdd’e bedel olmaz.” Müslim, Fedailu’s-Sahabe 221, (2540)
Müslim’de yer alan bu hadis günümüze kadar ulaşmışken, hangi akıl sahibi ehlisünnet bir Müslüman sahabeleri eleştirir veya onlara dil uzatır? Biz bunu öteden beri Şiilerin yaptığını biliyoruz. Fakat Şiilerin yaptığı tek yanlış bu olmadığından, mevzumuzda Şiiler olmadığından onların durumunu bir kenara bırakarak, ben “Ehlisünnet Müslümanım” diyen ve bir mezhebe tabi olduğunu beyan eden, cahil kabul edemeyeceğimiz, az mürekkep yalamış kimi Müslümanların sahabeyi eleştirme hususundaki o münafıkça tavırlarına itiraz ediyoruz.
Ehlisünnet bir Müslüman ne dört büyük halifeyi eleştirir, ne cennetle müjdelenmiş sahabeyi eleştirir nede sahabeden herhangi birini eleştirir. Kimliksiz, köksüz kimi Müslümanların, belki de ilgi çekmek, kimselerin söylemediğini söyleyerek bir yerlere gelme gayretiyle sahabe şöyle dursun dört büyük halifeden, Hazreti Osman’ı, Kimilerinin hazreti Aliyi ve haz Ömer’i eleştirdiğini bizatihi görüyoruz.
Hâlbuki sahabe dört büyük halifenin faziletleri hakkında konuşurken, çok enteresandır; sahabe, dört büyük halifeyi eleştirmiyor, methediyor, Resulullah sav suküt ediyor. Yani demem o ki, sahabe bile dört büyük halifeyi faziletle anarken, zamanın güya ehlisünnet münafığı, Hazreti Osman’ın hatalarını bir şekilde buluyor, uyduruk kaynakları da delil göstererek, Hazreti Osman’ı veya bir diğer halifeyi eleştiriyor.
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında insanları derecelendirir ve şöyle sıralardık: (Ümmet-i Muhammed’in, Resulullah aleyhissalatu vesselam’dan sonra en efdali) Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Osman, (Resulullah aleyhissalatu vesselam bu sıralamayı işitir) bize itiraz etmezdi (Radıyallahu anhüm ecmain).” Buhari, Fezailu’l-Ashab 4, 7; Ebu Davud, Sünnet 8, (4627, 4628); Tirmizi, Menakıb, (3707)
Dört büyük halife şöyle dursun, İslam tarihinde bizim için örnek nesil olan sahabeyi eleştirmeme hususunda Resulullah sav yine buyuruyor ki, “Benim ashabımı bana bırakın” hal böyle iken her biri Müslümanlar için gökteki yıldız mesabesinde olan sahabeyi eleştirmek, mümin bir kalbin, sahih iman sahibi bir dilin yapacağı iş değildir.
“Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz” – Taberanî, Beyheki, İbni Asakir, Hatib, Deylemî, Darimî, İ. Münavî, İbni Adiy
Sadece ayet ve hadislere bakarak bile Sahabenin eleştirilemeyeceğini, aksine onlar örnek alınarak, İslam’ı yaşama gayreti içinde olmamız gerektiği aşikârdır. O halde sahabeyi eleştiren, kimi fâsıklara da geçit vermemek, sözlerine itibar etmemek ve sahabeyi eleştirmelerine müsaade etmemek gerekir.
Mevlana Cami; sahabeler hakkında şu sitayiş-kârane ifadede bulunur: “Yâ Resûlallah! Ne olaydı, Ashâb-ı Kehf’in köpeği gibi, senin Ashâbının arasında Cennete girseydim. Onun Cennete, benim Cehenneme gitmem nasıl revâ olur? O, Ashâb-ı Kehf’in köpeği; ben ise senin Ashâbının köpeği…”
Sahabe Dokunulmazlığının Mantıksal Sebepleri
Her dinin sahibi için, dinin kendisi ve dini kimi değerler kutsaldır, dokunulmazlığı vardır. Dinin dışındaki adamın bulunduğun dini eleştirmesini ciddiye almamak mümkündür. Dinin içindeki adam ise kutsallık atfedilen değerlere dil uzatmamalı onu korumalıdır.
Düşünün! Bir Mecusi kendi için değerli olan ateşini söndürüyor mu? Bir Hindu kutsal gördüğü ineği kesiyor mu? Fareleri kutsal görüp, onların içtiği sütün artığını içenler, fare çiğniyor mu? Demem o ki, biz Müslümanlar neden bir Hindu’nun fareye ve ineğe gösterdiği edebi ve saygıyı, Resulullah sav ashabına göstermeyeceğiz?
Ya da tam tersi sahabeyi eleştirerek, onları yererek ortaya ne gibi bir değer koyacağız? Onlardan daha üstün hangi toplumu örnek göstereceğiz? Nitekim insan eleştirdiği, yerdiği veya beğenmediğinin yerine daha iyisini koyması gerekir.
Sahabeye Dil Uzatmanın Hükmü Nedir?
Vakıa görüldüğü üzere; sahabeyi eleştirmenin kuranla, sünnetle, akıl ve mantıkla bir alakası yoktur. Kuran ayetlerine rağmen, sahih hadislere rağmen bilerek ve isteyerek sahabeleri eleştirenler, onlara dil uzatanlar, cennetle müjdelenen sahabeye hakaret edenler en iyi hal ile bidat ehlidir ki, bidat ehlinin sofrasına oturulmaz, kız verilmez, kendilerine sert davranılır ve onlara selamda verilmez.
Dört hak mezhepten biri olan İmam-ı Maliğe göre ise, sahabeye küfretmek, onlara dil uzatmak kişiyi küfre düşürür, halinden tövbe etmezse kişi küfür üzere can verir. Yine İslam âlimleri, sahabeye dil uzatanlar hakkında ceza tatbik edilmesi gerektiğini de ifade etmişlerdir. İmam Malik; sahabeye dil uzatanın küfre düştüğüne dair delil gösterdiği ayet ise fetih 29 ayetidir:
“Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir” – Fetih 29
Hasılıkelam konuyu anlamak isteyenler için bu kadar ayet, hadis yeter miktardadır. Bu konuda daha onlarca hadis ve ayet bulunmaktadır. Kuranın methettiği sahabeye dil uzatmak şöyle dursun, onları eleştirmek bile kurana muhalif bir duruş sergileme babındadır.
Bugün bizim ihtiyacımız olan şey bu değildir. Bizim ihtiyacımız olan şey; bolca amel etmemiz, birbirimize karşı fedakâr olmamız, dini İslam’ın her değerini muhafaza ederek, İslam’ın bayraktarlığını yapmamızdır.
Allah bu duygular içinde olan her Müslümana yardım etsin, sahabeye dil uzatma veya onları eleştirme gibi bir gaflete düşmüşse, o Müslümana tövbe nasip etsin ve yine o Müslümana İslam’ın özüyle iştigal etme şerefi bahşetsin. Âmin.
Sahabeye Hakaret Eden Kafir Olur mu?
Sahabeyi Eleştirmek ve Kınamak Küfür mü? adlı konumuza son verirken, sahabeyi eleştirmek ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.