Dini Bilgiler

Yunus Emre ve Molla Kasım

Seni sigaya çeker, Bir Molla Kasım gelir

Yunus Emre ve Molla Kasım

Yunus Emre ve Molla Kasım; 1230’da doğan Molla Kasım, Şiirlerinden anlaşıldığı üzere birtakım Doğu illerini gezmiştir. Arap ve Fars dillerini öğrendi, bu dillerde de şiir yazdı. 1325’te vefat etti. Azerbaycan Türkçesiyle yazdığı şiirleri hem şekilce hem de manzum olarak halk edebiyatına yakındır.

Kaynaklarda ve şiirlerinde Yunus Emre ile aynı devirde yaşadığı görülmektedir. Molla Kasım Şam, Isfahan, Konya medreselerinde ilim tahsil etmiş, fıkıh ve hadisle meşgul olmuş, zahiri ilimlerde kendini geliştirmiş bir âlimdir.

 14. Yüzyılın başlarında Anadolu’da sayıları giderek artan tasavvufi akımlara, sofilere karşı menfi bir görüş ve duruş sergiler. Ona göre bu tarikatlar şeriata, Kur’an’ın hükümlerine aykırı hareket etmektedirler. Molla Kasım

Konya’ya yaptığı bir seyahat sırasında yolda kendisine rastlayan yarı çıplak, meczup bir derviş eline bir tomar kâğıt tutuşturur. Ertesi gün Sakarya Suyu kenarında bir mola verir. Mola verdiği sırada bu kâğıtlara bir göz atmak aklına gelir.

İlk gözüne çarpan şey, dervişin akşam şiddetli yağmur altında kendisine bu tomar kağıt tutuşturduğu halde kâğıtların bir damla bile ıslanmamış olmasıdır. Hayretle kâğıtları incelemeye başlar. Hepsi de şiirlerden müteşekkil olan bu tomarın başlığında “Hâzâ Divan-ı Derviş Yunus” yazmaktadır.

Bu Derviş Yunus hakkında bilgisi yoktur ancak şiirleri okudukça onları sofi zırvalarına benzetir. Bu derviş de onlardan biridir. Kur’an’la alakası olmayan şeyler zırvalayan, şeriata muhalif davranan tarikat mensuplarından birisi. Bu düşünceler içerisinde şiirleri okur, okudukça öfkesinden kimisini ateşe atar, kimisini suya fırlatır, ancak bir kısmını da biraz beğenip alıkoyar. Nitekim bir müddet sonra o dizelerle karşılaşır;

Ben dervişim diyene,
 Bir ün edesim gelir.
 Tanıyuban şimdiden,
 Varıp yetesim gelir.

 Sırat kıldan incedir,
 Kılıçtan keskincedir,
 Varıp onun üstüne,
 Evler yapasım gelir.

 Derviş Yunus bu sözü,
 Eğri büğrü söyleme,
 Seni sigaya çeker,
 Bir Molla Kasım gelir.
Yunus Emre ve Molla Kasım
Yunus Emre ve Molla Kasım

Molla Kasım kâğıt tomarını elinden atıp secdeye kapanır. O güne kadar tarikat ehline hor baktığı için, bir de o şiirlerin çoğunu ateşe ve ırmağa attığı için tövbe eder, ağlar. İlk pişmanlığından geriye dönebilecektir ancak ikincisini neyle telafi edecektir? İki bin kadar şiiri yok etmiştir. Gün batımına yakın ağlamaktan yorulmuş, halsiz düşmüştür. O sırada uyku ile uyanıklık arasında bir nida işitir:

“Üzülme Molla! Onun şiirlerinin bini yerde mahlûk içindir. Allah binini suda balıklar, binini de gökte melekler okusun istedi!” Yunus Emre ve Molla Kasım

Bir Garip Yunus misali,
Aşk makamında Derviş,
Yaz Kalem’im;
Su’da Balıklar okusun,
Gök’te Melekler dermiş.
Ta ki bir gün yanına,
Molla bir Kasım gelmiş,
Okumuş, anlamamış da,
Kimini suya vermiş,
Hor görmüş, kavramamış,
Tutmuş Ateş’e sermiş.
Aşk Makamında Yunus,
Bildi Aşk’ı Hakikat.
Daldığı bir Okyanus,
Dergâh ile Tarikat.
Molla’lar anlayamadı,
Parlar onda Şeriat.
Lakin bunu anlamak,
Takva ister, Hidayet.
Elbet bir Şems’i bulur,
Onda vardır Maharet

Senide Sigaya Çeken Bir Molla Kasım Gelir

YouTube video

Yunus Emre ve Molla Kasım ile alakalı daha fazla video için burayı tıklayın

Ömer Açıkbaş

Karikatürist - Yazar "Öğleden evvel veya öğleden sonra bir kerecik Allah yolunda yola çıkış, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır”- Buhari

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu