Aralıklı Oruç Yerine İslam Orucu Tutmak!
Aralıklı Oruç Yerine İslam Orucu Tutmak! Uzun zaman önce bir mısır gevreği üreticisinin reklam sloganında “Günün en önemli öğünü kahvaltıdır” cümlesi geçtiği için yıllardır bunun böyle olduğuna inandık ve bu inandığımızı da tavizsiz yaşamımıza uyguladık. Gündelik hayatımızda minimum üç öğün yemeliydik ve bu öğünlerin en önemlisi kahvaltıyı ise asla atlamamalıydık.
Geçen onca yılın ardından, adeta bir tüketim canavarına dönüşen ve yaşamak için yemek yerine, yemek için yaşayan bir toplum olduğumuzda, sağlık sıkıntıları da birer birer baş göstermeye başladı. Obezite olduk, yerimizden kalkamaz olduk, hareketsiz bir yaşamın ve çok yemenin faturasını acı bir şekilde iliklerimize kadar hissetmeye başladık. Öyle ki hiç şakası yok, bu yüzden kaybettiklerimiz, toprağın bağrına gönderdiklerimiz bile oldu.
Üstüne üstlük bir de adeta bu çağın gereği olan çalışma biçimlerinden biri olan oturarak çalışmak zorunda kaldıysanız eğer, hareketsiz yaşamın getirdiği hastalıklarda bir bir kapınızı çalmaya başlayacak demektir. Tüm bu olumsuz duruma rağmen, sanki üç öğün yemek yetmiyormuş gibi, birde ara öğünler icat edildi ki, konuyu araştıran doktorlar ve tıp otoriteleri bu konunun adeta evlere şenlik olduğunu söylüyor.
Öyle ya kimi diyetisyenler, üç ana ve üç de ara öğün yemek yemek gerektiğini söylerken, kimileri ille de iki saatte bir bir şeyler yemek gerektiğini söylerken, kimileri yenilen gıdaların kalorilerini tartarken! Üstelik böyle yapıldığında bir de kilo verildiğini iddia ederlerken, ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı bilememek ve gerçek anlamda şaşkınlığa düşmemek mümkün değil!
İnsan sormadan edemiyor, insan vücudu bu, bir motor değil, kaldı ki motor bile olsa, arada kontak kapatmak gerekir, her gün altı öğün yemek yedirdiğiniz ya da iki saat arayla midesine gıda koyması gerektiğini söylediğiniz insanın vücudu ne zaman dinlenecek? Ne zaman bu vücut kontak kapatacak? Mide ne zaman dinlenecek, karaciğer böbrek ne zaman istirahat edecek?
Sürekli çalışan vücudun, sürekli meşgul olan midenin, karaciğerin sonu ne olur? Doğrusu bunu en iyi konunun uzmanı doktorlar bilir; ama böyle bir yeme usulünün çok sağlıklı olmadığını düşündüğüm gibi, bir Müslüman olarak peygamberimizin öğretilerine ters düştüğünü, sırf bu sebeple bile olsa, bunun insan vücuduna faydalı olmayacağına inanıyorum. Zaten artık doktorlarda inanmıyor.
Günde Kaç Öğün Yemeliyiz?
Konuyla alakalı bir kardiyoloji uzmanı olan Canan Karatay Hocamızda şikâyetçi, sekiz veya on öğün beslenme işine kızan Karatay hocamız şöyle demiş: “İbni Sina, Ortaçağ’ın en önemli bilim adamı, tıp hekimidir. Onun yazdığı tıp kitapları Ortaçağ’da bütün tıp okullarında okutuluyordu. İbni Sina, ‘İki öğün sağlıktır, üçüncü öğün hastalıktır’ der.
Sabah zaten çok kuvvetli yiyince doğal olarak iki öğüne iniyorsunuz. Akşam yemeği de erken yemeli. Hz. Muhammed’in (sav) tavsiyesi de bu doğrultudadır. Kuvvetli bir kahvaltı yaptıktan sonra zaten acıkmıyorsunuz. Ama Türk milleti maşallah on iki öğün besleniyor, öyle alıştırıldı, öyle programlandı. Bu nedenle de Türk milleti enine büyümeye başladı!
Otofaji Nedir?
Otofaji on altı saatlik bir açlığın ardından fonksiyonunu kaybetmiş kötü hücrelerin yenilmesi, yani yok edilmesi yerine ise yeni ve iyi hücrelerin oluşturulması işlemidir. Başka bir deyişle; otofaji, vücudun zarar görmüş hücrelerin yerine sağlıklı ve yeni hücreler koyarak gerçekleştirdiği bir temizleme işlemidir.
Oto kelimesi “Kendi kendine” faji kelimesi ise “Yeme” anlamına gelmektedir. Otofaji işlemi “kendi kendini yeme” (self-eating) olarak da adlandırılabilir. ”Kendi kendini yeme” işlemi başta insanın kulağına vücudumuzda gerçekleşmemesi gereken bir işlem olarak gelebilir. Ama bu işlem temelde vücudumuzun sağlıklı kalmasını sağlayan oldukça yararlı bir işlemdir.
Otofaji işlemi, aynı zamanda hücreler açlık yaşadığı zaman gerekli enerjiyi üretmek için de hücreler tarafından uygulanmaktadır. Açlık durumundaki hücreler sitoplazmalarındaki lizozom organelleri sayesinde kendi bünyelerindeki zararlı ya da kullanılmayan proteinleri, maddeleri ve hatta organelleri sindirerek gerekli enerjiyi üretir. Bu konu hakkındaki çalışmaları ile Japon sitolog Yohsinori Ohsumi, 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazanmıştır.
Otofajinin Faydaları Nelerdir?
Otofaji işleminin en önemli yararı hücresel düzeyde yaşlanma etkilerine karşı çalışmasından kaynaklanmaktadır. Hücresel düzeyde stres arttıkça vücudu korumak için otofaji de artmaktadır. Böylece hücrelerde üretilmiş toksik (zehirli) etki edebilecek proteinler temizlenmiş olur.
Ya da disfonksiyona (fonksiyon kaybına) uğramış hücrelerin belirli bir kısmını yeniden oluşturarak hücrelerin yaşam sürelerini uzatmış olur. Otofaji işlemi hücreleri etkisi altına almaya çalışan virüs ve bakterilere karşı da uygulandığından, vücudun bağışıklık sistemine de önemli bir katkı sunmaktadır.
Ayrıca otofaji, bölünme yeteneğine sahip olmayan sinir hücreleri (nöronlar) için hayatlarını devam ettirme konusunda çok önemli bir yere sahiptir. Hatta bu sayede Alzheimer’s ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların oluşmasını engelleyebileceği öngörülüyor.
Otofaji ve Beslenme Programı
Otofajinin bulunmasının ve sağlığa faydalarının bomba etkisinden sonra diyetisyenlerin bile bir kısmı, altı öğünlük ucube diyet listelerinin yerine hastalarını adını “aralıklı oruç” koydukları bir beslenme biçimine yönlendirmeye başladı. Böylece iki öğün yiyecek ile on altı saatlik bir açlık durumu sağlanacak ve bunun karşılığında otofaji gerçekleşerek hızlı bir zayıflama ve gençleşme etkileri görülecekti.
İşte iki öğünlü bir beslenme programının yani “Aralıklı Oruç” dedikleri durumun temel sebebi otofaji durumudur. Tabi aralıklı oruç süresince su içmek kahve içmek sıvı tüketmek serbest; bu durum aralıklı oruç denen şeyi İslam orucuna karşı kolaylaştırıyor. Fakat İslam orucunun otofaji için daha etkili olacağına, daha çok fayda sağlayacağına inananda bir hayli çok…
İki Öğün Beslenme Nasıl Yapılır?
Modern tıp, yıllardır sık sık ve çok öğünlü beslenmenin faydalı olduğunu kabul etmiş ve böylece ülkemizde de birçok sağlık uzmanı tarafından her kişiye beş veya altı öğünden oluşan beslenme programları tavsiye edilmişti ve edilmeye devam ediyor. Ancak son yıllarda daha çok konuşulmaya başlayan ve üstüne bilimsel çalışmalar yapılan farklı bir beslenme sistemi gündeme geldi.
Bilimsel adı ile “İntermittent fasting“ türkçeye çevrilmiş haliyle “Aralıklı oruç diyetleri“ iki öğün beslenme ve hatta tek öğün beslenmenin mümkün olduğunu ve sağlığa bazı yararları olduğunu gösteriyor.
Temel felsefesi acıktığında ye, doyduğunda dur olan bu beslenme sistemi vücudu belirli bir süre sistematik bir açlığa maruz bırakmayı hedefliyor. Vücutta oluşan bu sistematik açlık; kan şekerinin dengelenmesine, insülin seviyelerinin düşmesine ve büyüme hormonunun salgılanmasına sebep oluyor. Haliyle kilo verme süreçlerinde de yağ yakımını arttırıyor.
En uygulanabilir ve hayatı kolaylaştıran türü ise İki Öğün Beslenme. Bu sistemde gün içinde ortalama sekiz saatlik bir yemek yeme penceresi var ve iki ana öğünle birlikte eğer ihtiyaç duyulursa ara öğünler tüketilebiliyor. Daha sonra başlayan açlık sürecinde ise su, çay, kahve, maden suyu gibi kalorisiz içecekler tüketilebiliyor. Açlık süreci başladıktan sonra diğer gün yapılacak ilk öğüne kadar bu içeceklerin dışında bir şey tüketilmiyor.
Özellikle kahvaltı yapamayanları sevindiren bu beslenme sistemi, kahvaltıyı herkes için zorunlu kılan bilimsel görüşe karşı sağlıklı bir alternatif. Kişi ilk öğününü acıktığı zamana ayarlıyor ve böylece yemek stresini de hafifletmiş oluyor.
İki Öğün Beslenmenin Faydaları Nelerdir?
- Doyduğunuzda yemek yemeyi bırakırsınız.
- İnsülin direncine iyi gelir
- Kan şekerini düzenler.
- Kanser gibi birçok hastalığa faydalıdır.
- Hücreleriniz yenilenir.
- Diyabet riskini azaltır.
- Hayatınızı kolaylaştırır.
- Tamamen vücudunuzu dinlersiniz
- Acıktığınız zaman yersiniz.
- Sistematik açlık kalp hastalıklarına iyi gelir.
Tabi ki iki öğün beslenme metodunu uygulayacak olan ve kronik rahatsızlığı olan arkadaşlarımız, mutlaka doktorlarına danışmalı ve doktor onayıyla iki öğün beslenme düzenine geçmeliler. Ayrıca Öğün sayısı azaltılacağından kişilerin günlük alması gereken besin öğelerini ve enerjiyi dikkatli bir biçimde gözden geçirmeleri ve eksik ya da fazla enerji almamaları önemlidir. Kan şekeri düşüklüğü yaşayan, tip 1 diyabet ya da tiroit hastalıkları gibi metabolik bir sorunu olan kişilerin hekim onayı olmadan bu beslenme sistemlerini denememeleri gerekir.
İslam Orucunun Otofaji Etkisi Nedir?
1400 yıl önce bize iki öğün beslenmemizi ve yediğimiz zaman tıka basa yemeden, iyice doymadan yemek yemeyi bırakmamızı öğütleyen Resulullah sav bu tavsiyeleri karşısında bütün tıp otoritelerinin söylediği bir şey var ki o da “Gerçek sağlığın temeli bu sözlerdir” diyerek, bu tavsiyelere bütünüyle sahip çıkmaktadır.
Bu durumda bize düşen aralıklı oruç mu, İslam orucumu tutmak gerek? Bir Müslüman olarak madem aç kalacağıma neden İslam orucu tutarak, hem ibadet hem sağlık için bir adım atmış olmayayım ki? Ayrıca orucun psikolojik olarak faydalarını inkâr etmekte mümkün değil. Öte yandan şartlanmış bilinçaltı oruç süresince bir şey yemeyeceğini anladığında mide öz suyu salgılamaz, böylece mideniz kazınmaz.
Bu yüzden İslam orucunu tutmak, su içseniz bile aralıklı orucunu tutmaktan daha kolay ve daha etkili olacaktır. Kış aylarındayız, sahur ile iftar saati arası çok kısa derseniz eğer, bununda kolayı var, toplamda aç kalmanız gereken süre olan 16 saati hesaplayarak ona göre davranabilir, imsak saatini erkene çekebilirsiniz.
Ayrıca çok önemli bir kural olan tıka basa yememe tavsiyesini de mutlaka uygulamanız gerekir. Bunun sonucunda bir ay sürmeden, hem sağlıklı bir şekilde kilo verecek, hem de nafile oruç tutarak ibadet hazzı almış olacaksınız.
İslam Orucunun Vücuda Faydaları Nelerdir?
Aşağıdaki videoda bir doktor kardeşimiz, İslam orucunun faydalarından gayet anlaşılır bir şekilde bahsetmiş, fakat video izlemek istemeyen kimi kardeşlerimiz olabilir. Onlar için biz İslam orucunun vücuduma faydalarını maddeler halinde yazalım:
- Vücudu Zor Şartlara Karşı Güçlendirir
- Mide ve Bağırsakları Dinlendirir
- Cildi Canlandırır ve Parlaklık Verir
- Yağ Yakımını Hızlandırır
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
- Alzheimer hastalığını önler
- Kalp sağlığını korur
- Tip 2 diyanet riskini düşürür
- Hücreleri onarır
- Kanseri önlemeye yardımcı olur
- Yaşlanmayı geciktirir
- Zihin Fonksiyonlarını Güçlendirir
- İnsülin Direncine Olumlu Etkisi Vardır
Oruç sayesinde, uzun süre çalışmayan organların yenilenmesiyle birlikte, vücut dinçleşiyor yani bağışıklık sistemi en sağlıklı haliyle çalışıyor. Hatta Japonyalı biolog Yoshinori Ohsumi’nin araştırmalarına göre bahsettiğimiz “yenilenme” olayı, oruç tutan en yaşlı insanlarda bile yüzde yüz oranda gerçekleşiyor.
Aralıklı Oruç Yerine İslam Orucu Tutmak! adlı konumuza son verirken, aralıklı oruç hakkında veya otofaji hakkında ya da iki öğün beslenme ile ilgili videolar izlemek istiyorsanız, buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.