Gözlük Nedir Gözlük Ne Zaman İcat Edildi?
Gözlük Nedir Gözlük Ne Zaman İcat Edildi? Gözlük, çerçeveli mercek ya da merceklerden oluşan bir aksesuar, bir araçtır. Aslında wikipedia da yer alan bu tanım yanlıştır. Çünkü gerçekte Gözlük Nedir? Sualinin cevabı ve gözlüğün tanımı “Görme bozukluğu olan bir kimsenin gözlerinin daha iyi görmesine veya gözlerini korumasına yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç” olmalıdır.
Gözlüğün kullanım amacı, görme bozukluğunu gidermek ya da gözleri dış etkenlerden korumaktır. Miyop, hipermetrop ya da astigmat gibi göz bozukluklarında, duruma göre yakını ya da uzağı görmeyi sağlayan gözlük, aynı zamanda güneş ışığı parlaklığı, UV gibi Elektromanyetik ışınımlardan koruma amaçlı ya da bir aksesuar olarak kullanılmaktadır.
Gözlük, plastik ya da metal gibi bir çerçeve içine oturtulmuş, cam, plastik ya da cam ve plastik karışımı malzemeden özel olarak yapılır. Kaynakçı ya da dalgıç gözlüğü gibi özel amaçlı kullanılanları da bulunan bu araç, bir göz doktoru tarafından yapılan ölçüm ve araştırma sonucunda, yazılan reçeteye göre, konunun uzmanı olan yetkin kişilerce (optisyen) bilimsel yöntemlerle kişiye özel olarak hazırlanır.
Gözlük Ne Zaman İcat Edildi?
Gözlükler insanların hayatlarına ilk olarak 1280 yılında girdi. Armati adında bir italyan fizikçi tarafından ilk gözlük icat edildi. Bu gözlük, cisimleri büyüterek kolayca görülmelerini sağlayan bir çift dışbükey mercekten oluşmaktaydı.
İlk gözlükleri insanlar genelde ellerinde tutup bir büyüteç edasıyla kullanıyorlardı. Daha sonra tek göze takılan eski filmlerde sıklıkla karşılaştığımız gözlükler ortaya çıktı.
Bu gözlüklerin ardından 1730 yılında Edward Scarlett sabit gözlük sapını icat etti. Böylece Gözlük icat edildikten 350 yıl sonra yüzün ortasına düşmeden tutturulabildi. Gözlük sapları kafalara göre ayarlanabildiği için burnun üstünde daha az ağırlık oluyordu ve düşmesi de önlenebiliyordu.
İlk gözlükçü dükkânı ise Francis Mc Allister tarafından Philadelphia’da 1783 yılında açıldı. Gözlükçü dükkânındaki gözlükleri bir sepetin içine dolduruyor ve müşteriler de buradan tek tek deneyerek gözlerine uygun geleni seçip alıyordu. Gözlükler değişen tasarımları ve renkleri ile günümüze kadar geldi.
Gözlüğün Tarihçesi
Aslında gözlüğün ana malzemesi olan camın tarihi 4500 yıl öncesine dayanmaktadır. Binlerce yıl önce, insanların optik hakkında bilgileri olduğu ve camın belirli bir formunun cisimleri büyüttüğünü fark ettikleri bilinmektedir. Hatta milattan önce 100 yıllarına ait, büyüteç olarak kullanılmış cam örneklerine Girit’teki kazılarda rastlanılmıştır.
965 yılında dünyaya gelen, dönemin en büyük araştırmacılarından ve İslam fizikçilerinden olan Ebu Ali El Hasan İbn El Haytam görme optiği ve lenslerle ilgili araştırmalarında optik biliminin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bugün bizim için optikle ilgili en önemli eser El Haytam’a ait olan “Kitab’ül Menazır” dır.
Haytam, görmenin, gözden çıkan ışınların nesnelere çarpmasıyla meydana geldiğini iddia eden, kendisinden önceki Yunanlı bilim adamlarının aksine, ışığın nesnelere çarpıp yansıyarak gözün merkezine ulaştığını ve görmenin bu şekilde meydana geldiğini açıklamıştır.
13. yüzyılın sonlarında, o zaman kadar yarı küre şeklinde olan camlar düz cam şeklinde traşlanmaya başlandı. Bu şekilde bakış alanının genişlediği tespit edildi. Daha sonraları da her iki göz için ayrı camlar kullanılmaya başlandı. Bu gelişim süreci içerisinde gözün önünde tutularak kullanılan camlar çerçevelerin içerisine konarak birbirleriyle birleştirildi.
Perçinli gözlük olarak bilinen bu gözlükler demir, tahta veya boynuzdan yapılıyordu. Kulak üzerinde durmaları için herhangi bir model bulunamadığı için sadece göz önünde tutularak kullanılıyordu.
İlk gözlüklerin mercekleri konveks, yani dışbükeydi. Sadece yakını görme problemi olanların işine yarıyordu. Uzağı görme sorunu olanların derdine çare olacak konkav (içbükey) merceklerin üretilmesi için bir yüzyıl geçmesi gerekecekti. Görüldüğü gibi gözlüğün tarih içerisinde gelişmesi oldukça yavaştır.
Uzağı görme sorununu yani miyopluğu düzeltecek olan merceklerin ancak yüzyılda yapılabilmesinin sebebi o tarihlerde gözlüğün daha çok okuma amaçlı kullanılması, uzağı görememenin o kadar önemsenmemesi ve içbükey merceklerin imalatının daha zor ve pahalı olmasıydı.
Matbaanın icadından ve basılan kitap, gazete gibi materyallerin sayısının artmasından sonra gözlük lüks olmaktan çıkarak, tam bir ihtiyaç oldu. Güneş ışığına maruz kaldığında kararan yani colormatic gözlük camları ise ilk olarak 1960 ların sonlarında geliştirildi. Yaygın olarak kullanılması da 1990 lı yıllarda oldu.
Güneş Gözlüğü Nasıl İcat Edildi?
Güneş gözlüğünün icadı da oldukça ilginçtir. İlk güneş gözlüğü 1430’da Çinliler tarafından kullanıldı. Ateşte dumanın isi ile karartılan bu gözlükler, görme kusurlarını düzeltmek için değildi. Ayrıca Güneşten de korumuyordu. Çinliler bazı yerlerde bunlara mahkemeler de dâhil, gözleri görünmesin diye bu yola başvurmuştu.
Böylece mahkemelerde bile gözlerden düşünceler okunamayacaktı. Göz ifadelerinden düşünceleri belli etmeyen bu koyu renkli gözlükleri sırf bu yüzden kullanıyorlardı. Daha sonraki yıllarda İtalya’dan Çin’e numaralı gözlükler getirildi ancak Çinliler bunların çoğunu yine iste karartarak kullandılar.
Bir Göz Hastalığı Olan Miyop Nedir?
Miyop gözün yapısının normalden uzun olmasına bağlı olarak uzağı net görememesidir. Miyopta göze gelen ışınlar retinanın üzerinde değil de önünde odaklanır. Miyop olan insanlar uzaktaki nesneleri ve işaretleri görmede zorluk çeker, ancak yakın olan nesneleri açıkça görebilirler.
Miyop, en yaygın göz bozukluklarından biridir. Çoğunlukla okul çağında 7 ila 10 yaş arasında belirti verir ve yetişkinlik dönemine kadar artış gösterir. Miyoplar uzağı görememeye bağlı olarak gözlerini kısabilirler ve bu da baş ağrısına yol açabilir. Bunun dışında miyop belirtileri kısaca aşağıdaki gibidir:
- Göz yorgunluğunun neden olduğu baş ve göz ağrıları
- Uzaktaki cisimleri bulanık görmek
- Gözleri kısarak bakma
- Yol işaretlerini okumakta zorlanma
- Özellikle geceleri görme zorluğu çekme – gece miyopu
Bir Göz Hastalığı Olan Hipermetrop Nedir?
Gözün ön ve arka çapının normalden kısa olması sonucunda, yakını net görememe durumudur. Yakını bulanık, uzağı ise net görür. Ancak 40 yaşına doğru veya hipermetrop derecesi yüksekse, uzak görüş de net değildir. Yakını göremeyen kişiler okurken harf veya satırları kaydırırlar, harfleri iç içe geçmiş gibi görürler. Uzun süreli okumalardan sonra göz çevrelerinde ve başlarında ağrı oluşur.
Öte yandan çoğu bebek hipermetrop doğar. Büyüdükçe ve göz uzadıkça 18 yaşa dek hipermetropi azalır. 18 yaştan sonra belirgin bir değişim olmaz. Ancak genç yaşlarda gözlüksüz uzağı net görebilen hipermetroplar, 40 yaştan sonra uzak görüş için de gözlük ihtiyacı duyar.
Gözlük takmak, hipermetropinin derecesini düşürmez. Ancak gözlük veya kontakt lens kullanılmazsa hipermetroplar net göremez ve göz ve baş ağrısı yaşayabilirler. Hipermetropide lazer; gözlük veya kontakt lens kullanmayı tercih etmeyenlere önerilir. Lazer sonrası %100 sıfır numara garantisi yoktur ama yakını görememe problemi için lazer olan 100 kişinin yaklaşık 90’ı gözlük veya Kontakt lenssiz tam görebilir.
Bir Göz Hastalığı Olan Astiğmat Nedir?
Kornea (gözün en ön kısmındaki saydam tabaka) göze gelen ışınları kırar. Gözün net görebilmesi için, bu kırılan ışınların gözün arka tarafındaki ağ tabakada yani retinada odaklanması gerekir. Göz, ışınları retinada odaklayabilirse gözün kırma fonksiyonu normal seyrinde gerçekleşir. Işınlar retinada odaklanmaz ve bulanık bir görüntü oluşursa kırma kusuru meydana gelir.
Astigmatizma gözümüzün en öndeki şeffaf tabakasının (kornea) doğuştan şekil bozukluğudur. Astigmatlar hem uzağı, hem yakını bulanık görür, nesneleri net ve düzgün göremezler. Astigmatizma, normalde korneanın portakal gibi yuvarlak bir şekli olması gerekirken, yumurta gibi eliptik bir şekli olmasın nedeniyle oluşur.
Astigmat olanlar, baktıkları noktasal şekilleri kenarları uzamış, dağılmış olarak görürler. Astigmat gözün ışığa odaklanmasıyla ilgili basit bir sorundur. Genellikle doğuştan gelir ve miyop ya da hipermetroplukla birlikte görülebilir. Diğer bir neden olarak gözün yaralanması veya göz ameliyatından sonra da gelişebilir Astigmanın belirtileri genellikle aşağıdaki gibidir:
- Uzun süreli okuma sonrası göz yorgunluğu
- Bulanık görme,
- Çift görme,
- Net görmek için gözleri kısma,
- Gölgeli görme,
- Baş ve göz ağrısı,
- Gece araba kullanırken görmede zorlanma
Astigmatın bu belirtileri günlük aktivitelerinizi yerine getirmenizi zorlaştırabilir. Yukarıdaki gibi belirtileriniz varsa bir göz doktoruna başvurmayı ihmal etmeyin. Astigmat, gözlük, kontakt lens ve lazer tedavisiyle düzeltilebilen bir sorundur.
Görme Bozukluğu Tedavileri
Gözlük Nedir Gözlük Ne Zaman İcat Edildi? adlı konumuza son verirken görme bozuklukları veya gözlük kullanımı ile alakalı videolar için buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.