Cüneyt Algan Beyaz Minare Şiirleri
Cüneyt Algan Beyaz Minare Şiirleri; aşağıdaki şiirler her bölümü bir şiirle başlayan beyaz minare romanında bulunan şiirlerdir. Bu şiirler her ne kadar kitaptaki bölümlerle alakalı olsa da, yalnız başına okunduğu zamanda gayet anlaşılır olduğundan ve internet üzerinden meraklıları tarafından çokça arandığından paylaştık.
Yazarın yazılmış dört romanından sadece iki tanesinin her bölümü bir şiirle başlamaktadır. Şiirle başlayan bölümleri olan diğer kitabı ise Babalar ve Kızlar – Şehide adlı kitabıdır.

Beyaz Minare Şiirleri
Gökte kar, yerde kar, o deli gönlünde yar Adımları üşümüş, yürüyüşü sanaymış yar Verme hele edebi ilmi irfanı küçükken evlada Dönüverir evlat bir baba katiline veya cellada Susunca arsıza, kuvveti arsız kendinde bilir Bela geliyorum deyince, kim çekip gidebilir Ahir zaman ümmeti, hem yağlı ve semiz İtinalı mümin, ütülü ak mintanı tertemiz Okudum yazdım gece, sabah kalktım ki cahilim Huruf değişmiş vah, kaç pul şimdi, bendeki ilim
Vesile edindim her hayrı, maksat ona yaklaşmak Sen tut elimden Rabbim, niyetim ki sana ulaşmak Dilemezse O, tek bir yaprak bile düşmez yerinden Örtmez gecelerin zifri, yap tazarruyu en derinden Oku adıyla Rabbinin, oku ey insan Karanlık cehalet, seninki nura isyan Hasretin yar, tepeler yüce dağlar kadar Bir filiz açar, o umut olur, içimde yaşar Ne zamanki bölündü ümmet, olduk millet Bastı kapıyı tek tek, bin türden zorlu zillet
Eyvah gitti güneş, gökyüzüne gece serildi Ömrün binasından bir tuğla daha devrildi Ne mâniyse, yapmaya ibadetini Odur iblis, koru ebedi saadetini Fikrim kal dilim lal, kırılmış ortadan kalem! Ey aziz şehit! Senin hatırana baş eğer âlem Saptın, battın, etme böyle keder Her şey, er geç aslına rücu eder Eman dile, beşi bir günde mehirle Fecre bak! Kıyama dur tüm şehirle
Evlat dersen yar, anaya ataya Razı olmaz ata, tek bir hataya Güçtür zora sabır, metin ol ey insan! Sen metin ol, sussun sana tüm lisan! Nice çakal var, sırtında kuzu postu! Ne mutlu sana, varsa bir can dostu Durma! Sil gözyaşını, dinsin acım! Kısmetten öte ne var güzel bacım Tövbe ettim günaha bilmem kullar razımı Krallar savaş açar, bilseler benim hazzımı
Görmezse güneş bir ömür tenini Melekler yıkar son gün bedenini Ne Harun’un ne Karun’un, bu fani hayat Sen Nemrut nefsim! Haydi, ölüme dayat Muhacir ol Ensar ol Allah’ın arzı geniş Tasa etme, Ashaptan gelir bu sesleniş Siyahlar giymek çağdaş evin afeti Ne bilsin çağdaş siyahtaki zarafeti Taş at göle! Dalga dalga büyür her halka Haydi, iyilik yap, emir geldi haktan halka
Fakirlik; meğer ne zor şeymiş anne Koç gibi yiğit, bak! Başını eğdi yine Bekâr evlenirse fitne çıkmaz O ümmeti, top tüfek yıkmaz Sen sus bacım! sukut et, usulca dur Sana vaat olunan şey, tam da odur Kararsızlıktan iyidir, kötü karar Kalbine ilk gelendir, sana yarar Hayırlı odur ki, insanlık fayda bulmuş Azapta şeytan! Oturup saçını yolmuş
Gaflettir bu safi, şeytana kanma Helal keyfe kâfi, harama yanma! Tamamlar evlenen dinini Çökertir hem, iblisin inini Hayır, işi hem! Durma koş Tatlı telaşe anam, ne hoş! Cömertlikte sanki tarihten Hatemi Koymaz ki Allah, yüreğine matemi Ömer gibi dost, şifadır sadra Betül gibi eş, zümrüdü hadra
Kıskanırmış Kâbe’m seni gören diğerinden Asırlar geçti, hiç kaybetmedin değerinden Buhur değil, cennet kokar Uhudum Sana gelmek bir kez daha umudum Kıblegâhın örtüsüne değen ellerine öleyim Avuçlarını uzat bana, avuçlarından öpeyim Her kıllarından bir çeşme akar, öyle beter Bini bir para utancın, terde kaldığın yeter Yoluna çınar oldum, gözlerim simanı arar Yoksa şimdi visalin, beklemek neye yarar!
Her duanın hem, her duanın başında bir adet Aşktan öte şey, bir tutku bir sevdadır şehadet Sembolüdür yurdumun, toprağındaki her mabet Okunsun ezan, çınlasın gök kubbede bin kamet! Tokmaklar çift, biri yüksek perdeden öteki tiz Ceddi Osmanlıydı o, namahreme titiz mi titiz Muasır medeniyet, yarışmak baldır bacak Dekolte göklere füze, herkes salkım saçak Olmasaydı hiç! Yerde yürüyen ihtiyar Olmazdı havada gezen genç bahtiyar
Senelerle bekledim seni, ah bir gelsen diye! Sarılsam gönülden şöyle, hala beklemek niye? Çeçenya zülfüne kan düşmüş, kınalı nazlı gelin Ortasında Moskofun, kahpe Rus’un, azgın selin Tuğla var ki, İslam’ın harcıyla çevrilir Çekersen bu harcı, binaların devrilir Dik dur, bir şiir söyle. Bir taş at, zorbalığa başkaldır! Bir elin mazlumun; yumruk yap, diğerini göğe kaldır Şüheda toprağı şüphesiz, koştuğun senin Muzaffer! Şam’a kanat geren melekler, şimdi bir şehidi bekler
Siyah sarığın simsiyah sakalın, dağ gibi heybetli başın! Korkma yürü, düşersen toprağa göklere taşınır naaşın Sen, yıllarca beklenen kahraman nefer Sensin o! Bir Hamza yahut ta bir Ömer Ne ifrattır ne tefrit, bu ümmetin hak yolu Ne uçar ne de kaçar, terk etmez orta yolu Davasına baş koyan, başıyla söyler sözünü Kaçırma bu hutbeyi, aç şu kulağını gözünü Sırtlanlar şah olsa insana, bu zulmü yapmaz Leş gibi kokan dinsiz zalim, bir ilaha tapmaz
Ne geç ne er, takdirle olur bedenin ölümü Öyle öl ki, tebessümle bitsin final bölümü Heyhat! Âlimden zalim doğar, zalimden âlim Söyle dostum sen söyle, ne olur benim hâlim? Bir şehit daha kazandık, ne gam ne tasa Yürekten düşen yaş, düşürmez bizi yasa Merminin bile merdi olur Sırtından vuran, hain olur Yanında yürür sormaz, gittiğin yolu Dostun yokluğu, kırar kanadı kolu
Söyle Beyaz Minare, nedir sendeki bu hüzün? Bekle gökten geleni, yakındır gülecek yüzün!
Beyaz Minare Romandan Bir Bölüm
Beyaz Minare Tanıtım
Cüneyt Algan Beyaz Minare Şiirleri adlı konumuza son verirken, Beyaz Minare ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.