İyilik Etmek ve İyi Olmak Hakkında Hadisler
İyilik Etmek ve İyi Olmak Hakkında Hadisler; insan aklı iyiyi doğrudan ayıran bir muhakeme yeteneğidir. Akıl ilk doğruları bilemez. Bize ilk doğruları bildiren Allah’tır. Böylece dünyanın her yerinde iyiliğin net tanımı yapılabilir. Örneğin siz Afrika’da bir yamyam kabilesinde yaşıyor olsaydınız, anneniz öldüğünde “Ben annemi çok seviyorum, onu toprak altına gömmeye razı olamam, onu yiyerek içimde taşımak istiyorum” demiş olsaydın, muhtemelen kabile şeflerinin oy birliğiyle teklifin kabul görürdü.
Böylece “anneyi yemek” o coğrafyanın tartışmasız en doğru şeyi ve en iyi olan şeyi olurdu. Hâlbuki din, yani bize ilk doğruları öğreten Allah, anneleri toprağa gömmemizi istiyor. Buradan hareketle, İslam öyle bir dindir ki, onun dışında kalmış hiçbir iyilik yoktur, yine İslam öyle bir dindir ki, onun içinde kalmış hiçbir kötülük yoktur.
Müslümanlar buna rağmen bela ve musibete uğruyorsa bunun sebebi İslam değil, Müslümanların İslam’ın kimi emrine uyup, kimi emirlerini uygulamamasından kaynaklanır. İslam’ın her emrini hayatına tatbik eden, mahsun olmaz, açıkta kalmaz, düşkünlüğe uğramaz, şerefli bir hayatı yaşar.
Öte yandan daha önce hadislerle merhametin önemi ile alakalı bir sayfa hazırlamıştık. Şimdide hadis kitapları arasında Ramuz El-hadis diyerek anılan ve özellikle içinde kısa kısa hadislerin olduğu hadis kitabından derlediğimiz hadisleri aşağıda sizin için sıraladık. İnşallah okuyup, öğrenir, hem de öğretir ve hem de amel edenlerden oluruz.
Not: Hadislerin sonundaki ilk numara hadisin bulunduğu sayfa, ikinci numarada o hadisin sırasıdır.
İyilik Yapmak Hakkında Hadisler
“Nerede olursan ol Allah’tan kork. Bir kötülük yaptığında arkasından onu giderecek bir iyilik yap. İnsanlarla güzel ahlak sahibi olarak muâşeret et” – Hz. Ebû Zerr (r.a.) 13/4
“Allah’tan kork. Namazı dosdoğru kıl, zekâtı ver. Beytullah’a hac ve umre yap, ana ve babana iyilik yap, yakınlarını ziyaret et, misafirine ikram et, emri bil marut nehy’i anil münker yap. Hak nerede ise sen de onunla beraber ol” – Hz. Essülemi (r.a.) 13/6
“Haramlardan sakın ki, insanların en abidi olasın. Allah’ın taksimine razı ol ki, halkın en zengini olasın. Komşuna iyilik yap ki, ( Kamil) Mümin olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki, (halis) müslüman olasın. Bir de sakın çok gülme. Zira fazla gülme kalbi öldürür” – Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 13/7
“Amellerin Allah Teâla’ya en sevimli olanı, vaktinde kılınan namazdır. Sonra anaya ve babaya iyilik, sonra da Allah yolunda cihattır” – Hz. İbni Mes’ud (r.anhüma) 16/12
“Marufu (iyilik) istediğiniz zaman onu güzel yüzlülerden talep ediniz” – Hz. Abdullah İbni Cerad (r.a.) 22/16
“Allah bir kula hayır dilediği zaman onun güzel işlerini ve iyiliklerini emanete ehil kimseler (iyiliğin kadir ve kıymetini bilip teşekkür edenlere) isabet ettirir. Allah bir kula da şer murad ederse, onun güzel ve iyi işlerini emanete ehil olmayan kimselere rastlatır” – Hz. Câbir (r.a.) 26/13
“Aziz ve Celil olan Allah, nutfeden bir insan yaratmak murad ettiğinde, Rahimler meleği şöyle sual arzeder: “Ya Rabbi bu Said midir? Şaki midir? Erkek midir? Dişi midir? Ey Rabbim kırmızı mı, yoksa siyah mıdır? Allah Teâla da emrini bildirir. Sonra o insanın iki gözü arasına ( alnına) karşılaşacağı iyilik ve kötülük, hatta göreceği meşakkate kadar hepsi yazılır” – Hz. Ömer (r.a.) 27/6
“Şeytan sabaha eriştiğinde askerlerini etrafa gönderirken onlara şöyle der: “Kim bir Müslümanı haktan saptırırsa, ona taç giydiririm.” Sonra askerlerinden biri ona gelir ve şöyle der: “Ben, birisinin karısını boşayıncaya kadar yanından ayrılmadan çalıştım.” Bunun üzerine şeytan: “Mümkündür ki, o tekrar evlensin.” Diğer biri gelir ve şöyle der: “Bu gün birisini ana ve babasına isyan ettirinceye kadar başından ayrılmadan uğraştım.” Bunun üzerine şeytan: “Umulur ki, o kimse onlara iyilik yapsın da iyilerden olsun” der. Başka birisi gelir ve şöyle der: “Ben, bir insanı Allah’a şirk koşuncaya kadar saptırmaya devam ettim.” Bunun üzerine şeytan: ” İşte aradığım sensin, sen” der ve tacı ona giydirir” – Hz. Ebû Mûsa (r.a.) 31/12
“Sizden birisi Rabbından bir şey istediğinde, icabet edildiğini anladığı vakit desin ki: “O Allah’a hamd olsun ki, bütün iyilikler O’nun nimeti ile tamamlanır, icabetin geciktirildiği kimse de desin ki: “Elhamdülillahi alâ külli hal” – Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 49/10
“Marufu, ümmetimin merhametlilerinden isteyin. Onların koltuklarının altında geçinirsiniz. Ve katı yüreklilerden istemeyin. Zira onlara lânet edilir. Ya Ali, Allah, iyiliği ve iyilik ehlini yarattı. Onlar iyiliği sevdirdi. Ve onlara iyilik arayanları da sevketti. Susuz yere suyu sevk ettiği gibi. Dünyada iyilik ehli olan ahirette de iyilik ehlidir” – Hz. Ali (r.a.) 73/6
“Allah’a ibadet et. Ve ona hiç bir şeyi ortak etme. Onu görüyormuşsun gibi amel et. Ve kendini ölülerden say. Ne görürsen sahibini an. Bir kabahat yaparsan yanı sıra da iyilik yap. Kabahati gizli yapmışsan, iyiliği de gizli yap. Peygamberimiz, “insanlara hâkim olan şey” diyerek dilini gösterdi ve Cehenneme yüz üstü düşmeye sebeb başka şey var mı buyurdu” – Hz. Muaz İbni Cebel (r.a.) 73/10
“Bir kul iyilik gördüğünde: “Cezâkellahu hayran” derse, bir Mümine duada mübalağa etmiş olur” – Hz. Enes (r.a.) 82/4
“Akraba yoklamak, iyilik yapmak memleketleri mamur eder, ömürleri uzatır, malları artırır. Şayet facir de olsalar” – Hz. Abussamet İbni Abdullah (r.a.) 96/7
“Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik ise Cennete sevkeder. İnsan doğru söyleye söyleye Allah’ın indinde “Sıddîk” yazılır. Yalancılık insanı fücura, fücur da Cehenneme düşürür. İnsan yalan söyleye söyleye Allah’ın indinde “Yalancı” yazılır” – Hz. İbni Mes’ud (r.anhüma) 103/4
“Bütün iyiliklerin yarısı ibadet ve yarısıda duadır” – Hz. Enes (r.a.) 118/3
“Rabbiniz Celle Şânuhû Rahimdir. Kim ki bir iyilik yapmak ister de yapamaz ise ona bir sevap yazılır. Yaparsa, 10 ilâ 700 misli veya daha fazla sevap yazılır. Kim bir kötülük yapmak ister de yapmaz ise bir sevap, yaparsa bir günah yazılır. Allah isterse onu da affeder. Allah’ın muamelesinde helâk olacak adam, mahvolmaya lâyık olan adamdır” – Hz. İbni Abbas (r.anhüma) 122/10
“Ebrar’a “Ebrar” isminin verilmesi ana, baba ve çocuklarına iyilik etmelerindendir. Nasıl ki, ananın, babanın senin üzerinde hakkı varsa, çocuklarının da senin üzerinde hakkı vardır” – Hz. İbni Ömer (r.anhüma) 138/14
“Dün gece rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden bir kimse gördüm ki, azap melekleri onu kuşatmışlardı da abdesti gelip, onu içinde bulunduğu bu istenmeyen halden kurtardı. Gene bir kimse gördüm ki kabir onu sıkıyordu. Namazı ona geldi ve onu kabir azabından kurtardı. Gene bir kimseye şeytanların musallat olduğunu gördüm. Zikrullahı ona geldi ve şeytanın tasallutundan onu kurtardı. (Şeytanın tasallutu yürek sıkıntısından anlaşılır) Gene ümmetimden bir kimse gördüm ki susuzluktan dili çıkmıştı. Ramazan orucu geldi onu suvardı. Yine bir adam gördüm, kendisini zulmet sarmıştı. Haccı ve umresi geldi ve onu o karanlıklardan çıkardı. Birini de gördüm. Melekül Mevt ruhunu kabz etmek için ona gelmişti. Anasına, babasına yaptığı iyilikler gelip o meleğe karşı çıktı ve geri çevirdi. Bir adam de görüm. “Müslümanlarla konuşayım” diyor amma konuşturmuyorlardı. Buna da sılai rahmi gelip “Bu adam akrabasına giderdi” diyerek şefaat etti. Onlarla konuştu ve beraber oldu. Birini de gördüm, Peygamberlerin yanına gitmek istiyor, halka halka kovuyorlar onu. Onu da cünüplükten korkar olması (gusül abdesti) geldi de aldı, onu da yanıma oturttu. Bir adam gördüm, ateşin şiddetinden eliyle korunmak istiyordu. Sadakası geldi de başı üzerinde gölge yaptı ve yüzüne perde oldu. Birini de gördüm, zebaniler kendisini almaya gelmişti. Yaptığı emri bil maruf, nehyi anil münkeri geldi de kendisini kurtardı. Bir adam da gördüm, ateşe atılmış (Allah korkusundan döktüğü) gözyaşları geldi de onu Cehennemden kurtardı. Birini de gördüm, defterini solundan veriliyor. Allah korkusu geldi, onu kurtardı ve defterini sağa aldı. Terazisi hafif gelen bir kimse gördüm. Kendinden evvel ölen çocukları gelip mizanını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında bir adam gördüm, onu da oradan Allah korkusu kurtardı. Birini de gördüm, hurma sazı gibi titriyordu. Allah’a hüsnü zannı geldi ve titremesi durdu. Sırat köprüsünde düşe kalka giden birini gördüm. Onu da selatı selamı gelip kurtardı ve sıratı geçene kadar doğrulttu. Biriside Cennetin kapısına kadar geldi fakat kapılar kapanıyordu. Onu da Kelimei Şehadeti gelip Cennete koydu” – Hz. Abdurrahman (r.a.) 147/8
“Sizin en hayırlınızı, şerlinizden ayırt ederek haber vereyim mi? Sizin en hayırlınız, kendisinin hayrı umulan ve şerri olmayacağından emin olunan kimsedir. Sizin en şerli olanınız ise, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayan kimsedir” – Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 163/1
“Yalandan sakının. Zira yalan fücura götürür. Fücur ise ateşe görürür. Muhakkak ki adam yalan söyler ve yalan söylemekte devam ederse Allah indinde “çok yalancı” olarak yazılır. Size doğruluğu tavsiye ederim. Zira doğruluk iyiliğe götürür. Ve iyilik de Cennete götürür. Muhakkak ki adam doğru konuşur ve doğruluğa devam ederse Allah indinde “Sıddık” diye yazılır” – Hz. İbni Mes’ud (r.anhüma) 176/5
“Ameller, Allah’ın indinde yedi türlüdür: iki amel vardır ki karşılığını vacip kılar. Diğer iki amel misli misline, bir amel on misli, bir amel yedi yüz misli kazandırır. Bir amel de vardır ki sevabını Allahtan başkası bilmez. Vacip kılan iki amele gelince, bir kimse ki, Allaha halisane ibadet eder ve Ona hiç bir şeyi şerik koşmadan kavuşursa, ona Cennet vacip olur. Bir kimse de, Allaha şirk koşarak mülaki olur ise, ona da Cehennem vacip olur. Bir kimse ki bir kötülük işler, misli ile cezalanır. (Ve iyiliğe niyet eder, yapamazsa, yine bir misli sevap alır) Bir kimse de bir iyilik işlerse on misli ile mükafatlanır. Ve bir kimse malını Allah yolunda infak ederse, nafakası, dirhemi yedi yüz dirhem, dinarı da yedi yüz dinar olacak şekilde katlanır. Oruç ise Allah’u Teâlâ içindir ki onu işleyenin sevabını Allah’tan başka kimse bilmez” – Hz. İbni Ömer (r.a.) 190/4
“Yoluyla sadaka vermek iyilik yapmak, anaya -babaya ihsanda bulunmak ve akrabayı ziyaret etmek şekaveti saadete çevirir, ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur” – Hz. Ali (r.a.) 217/17
“Yalanın hepsi kaydolur. Müslümanın başından bir musibet defeden veya iyilik getiren yalan müstesna” – Hz. Sevban (r.a.) 229/1
“Maruf (iyilik) cennet kapılarındandır. Ve fena ölümü defeder” – Hz. İbni Ömer (r.anhüma) 236/11
“İyilik, ismi gibi iyidir. Ve dünyada iyilik adamı olan ahirette de iyilik ehli olur” – Hz. İbni Şihab (r.a.) 236/12
“Üç şey iyilik hazinesidir! Hastalığı gizlemek, musibeti gizlemek, sadakayı gizlemek, Allah buyurur ki: “Kulumu bir bela ve hastalığa duçar ettiğimde sabreder ve ziyaretçilerine şikâyet etmezse, ona, iyileştiğinde etinden iyi et, kanından iyi kan veririm. Böylece ya onu hastalık kaydından azat eder, günahsız kılarım, ya da ölürse rahmetime sahip ederim.” – Hz. Enes (r.a.) 261/3
“Üç şey hakkında insanlardan hiç kimseye ihmal yoktur! Ana-babaya iyilik etmek; ister Müslüman, ister kâfir olsun. Ahde vefa etmek; ister Müslüman, ister kâfir olsun. Emanete vefa; ister Müslüman, ister kâfir olsun” – Hz. Ali (r.a.) 261/4
“Benden sonra bazı valiler gelecek, iyisi iyiliği ile kötüsü de kötülük üzere valilik yapacak. Siz bunları dinleyin. Hakka uygun her şeyde kendilerine itaat edin. Arkalarında namaz kılın. Eğer iyilik yaparlarsa hem size, hem onlara. Fenalık yaparlarsa sizin lehinize, onların aleyhine olur” Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 304/5
“Ümmetimin tabakaları beş dönemden geçer. Onlardan her bir tabaka kırk senedir. Benim ve ashabımın dönemi, ilim ve iman ehli dönemidir. Onları takiben seksene kadar gelenler, iyilik ve takva ehlidir. Onları takiben yüz yirmiye kadar gelenler, merhamet ve sıla ehlidir. Onları takiben yüz altmışa kadar gelenler, sıla-ı rahimden kesilme ve birbirlerine yüz çevirme ehlidir. Onları takiben iki yüze kadar gelenler ise, harpler ve karışıklıklar ehlidir” – Hz. Enes (r.a.) 312/6
“Allah (z.c.) buyuruyor: “Kulum bir iyilik yapmayı kast edip yapamadığında, bir sevap yazarım. Yaparsa on sevaptan yedi yüz sevaba kadar yazarım. Bir kötülüğe kastedene, onu yapmadıkça bir şey yazmam. Yaparsa bir seyyie yazarım” Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 327/10
“Allah Teâla buyurur: “Muhakkak Rab Benim. Hayır ve şerri ben tayin ederim. Yazık o kimseye ki, hakkında şer yazmışım. Ve ne mutlu ona ki, hakkında iyilik yazmışım.” – Hz. Ali (r.a.) 328/8
“Her iyilik sadakadır” – Hz. Bilal (r.a.) 341/3
“Allah’ın kullarından bir kul, yer-gök ehlinin takva ve iyilik nev’inden olan ameliyle Allah’ın huzuruna gelse, kendinde şu üç haslet varsa, o amellerin zerre miktarı değeri olmaz: Ucub (ibadet cihetinden kendini beğenmek), müminlere eza, Aziz ve Celil olan Allah’ın rahmetinden ümidi kesme” – Hz. Ebud Derda (r.a.) 356/9
“Kâfir veya Müslüman bir adam bir iyilik yaparsa Allah Teâlâ ona sevap verir. Denildi ki: “Kâfire sevap nasıl olur?” Buyurdu ki: “Eğer o sıla-i rahim yapsa veya bir sadaka tasadduk etse veya bir hasene yapsa, Allah ona mal, çocuk, sıhhat ve bunun benzerlerini verir. Denildi ki: “Ahirette karşılığı nedir?” Buyurdu ki: “Azabı hafif olur. Ve şu mealdeki ayeti okudu: “Firavun ailesini azapların en şiddetlisine sokun.” – Hz. İbni Mes’ud (r.a.) 369/15
“Öldüğünde pişman olmayan kimse yoktur. İyi ise neden daha fazla iyilik yapmadı. Fena ise ne diye fenalıkta kakılıp kaldı diye pişman olur” – Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) 378/12
“Miraç gecesi bir kavme rastladım, dudakları ateşten bir makasla kırpılıyordu. Kimdir diyerek Cebrail (a.s.)’a sordum Dedi ki: “Ehli dünyadan herkese iyilik emreden, fakat kendileri yapmayan hatiplerdir. Kitabı okudukları halde idrak etmezler.” – Hz. Enes (r.a.) 392/13
“Müminin öğrendiği bir mesele bir sene ibadetten ve İsmail (a.s.) evladından bir köle azat etmekten evladır. Zira talibi ilim, kocasına itaat eden kadın, anasına babasına iyilik eden evlat, Peygamberlerle beraber hesabsız olarak Cennete girerler” – Hz. Ebû Eyyub (r.a.) 393/7
“Bir adam size Allah’ın adını vererek sığınırsa, siz onu himayenize alın. Allah adını vererek bir şey isterse boş çevirmeyin. Allah adını vererek himayenize alınmak isterse alın. Birisi sizi davet ederse icabet edin. Size bir maruf (iyilik) yaparsa karşılığını verin. Eğer karşılık verecek bir şey bulamazsanız eseri görülünceye kadar ona dua edin. Ki, böylece onu mükâfatlandırmış olursunuz” – Hz. İbni Ömer (r.anhüma) 402/12
“Bir kimse Allah’a ve kıyamet gününe inanıyorsa komşusuna iyilik etsin. Bir kimse Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin. Ve bir kimse Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya sussun” – Hz. Ebû Şureyh (r.a.) 439/7
“Bir kimsenin sıhhat ve mukim halinde yaptığı iyilikleri olsa da, hastalık veya yolculuk hali kendisini bunlardan alıkoysa, o adama sağlıklı ve mukim iken yapmakta olduğu amelin sevabı yazılır” – Hz. Ebû Mûsa (r.a.) 440/3
“Bir kimse Müslümanların başında salahiyet ve hüsnüniyet sahibi olsa, Allah (z.c.hz.) ona onların kalplerinde heybet nasip eder. Onlara iyilik elini açarsa halkın sevgisini kazanır. Onların malını çoğaltır ve siyanet ederse Allah (z.c.hz.) de onun malını siyanet eder ve nemalandırır. Zayıfı kavmin zulmünden korursa, Allah onun saltanatını kuvvetlendirir ve onların arasında adaletle muamele ederse ömrünü uzun eder” – Hz. İbni Abbas (r.anhüma) 446/10
“Kabir ehline yapılan iyilikten efdal ihsan yoktur ve onu ancak Mümin yoklar” – Hz. Câbir (r.a.) 464/3
“Benim ashabımın kusurlarını zikretmeyin. Yoksa kalpleriniz onların aleyhine ihtilaf eder. Ashabımın iyiliklerini zikredin ki kalpleriniz ülfet etsin” – Hz. İbni Ömer (r.anhüma) 471/3
“Kaderi, duadan başka şey geri çeviremez. Ömrü de ancak iyilik artırır. Bir adam, günahı sebebile kendine isabet edecek rızkından mahrum olabilir” – Hz. Sevban (r.a.) 486/11
“Ey Busre her hatanda Allah’ı zikret ki, Allah seni hatanın yanında mağfiretle zikretsin. Kocana itaat et, bu sana dünya ve ahiret hayrı olarak kâfidir. Ana-babana iyilik et ki evinin hayrı çok olsun” – Hz. Busre (ra) 496/1
“Ya Aişe (r.a) Bana rıfk ile muamele yap, zira Allah bir ev halkına iyilik murat ettiğinde onlara rıfk kapısını gösterir” – Hz. Ata İbni Yesar (r.a.) 500/8
“Ey tüccar cemaati, muhakkak ki tacirler kıyamet günü füccar olarak baas olunurlar. Allah’tan ittika eden, iyilikte bulunan ve sadık olan hariç” – Hz. Bera (r.a.) 501/8
“Ya Vabisa, geldin Bana iyilik ve günahtan soruyorsun. Neyi yapmandan için rahat oluyorsa o iyidir. Ne ki nefsinde tereddüt ve ihtilaç uyandırıyor o günahtır; sana insanlar fetva verse de” – Hz. Vabisa (r.a.) 502/5
“Allah (z.c.hz.) buyurur: “Bir kimse mahlûkatımdan zayıf bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükâfatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükâfatlandıracak olan bizzat Ben olurum.” – Hz. Dinar (r.a.) 516/6
“Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: “Elhamdülillâhillezi bi ni’metihî tetümmüs salihâti”: (Hamd o Allah’a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: “Elhamdülillâhi ala külli halin.” (Her durumda Hamd Allah’a mahsustur)” – Hz. Âişe (r.anha) 522/10
“Rahatsızlığında Cebrail (a.s) Ona okur ve şöyle derdi: “Allah sana her türlü hastalıktan iyilik ve şifa versin. Haset ettiğinde hasedcinin şerrinden ve her gözü dokunan kimsenin şerrinden Seni korusun” – Hz. Âişe (r.anha) 525/12
“Beyti Şerife baktıklarında şöyle dua ederlerdi: ‘Allahümme zid Beytike hâzâ teşrîfen ve ta’zîmen ve tekrîmen ve birren ve mehâbeten’ Allah’ım Senin bu Beytinin şerefini artır. Ona tazimi, tekrimi, iyilik ve muhabbeti ziyade eyle’” – Hz. Huzeyfe (r.a.) 541/15
“Yeni aya baktıklarında şöyle dua ederlerdi: “Allah’ım bu hilali mübarek ve iyilik ayı kıl. Ey hilal, seni yaratan ve güzelleştiren Allah’a iman ettim. Ne yücedir o Allah ki, yaratanların en güzelidir.” – Hz. Enes (r.a.)541/16
İyilik Yapmak Hakkında Ayetler
İyilik Etmek ve İyi Olmak Hakkında Hadisler adlı konumuza son verirken, iyilik etmek hakkında hadisler ile alakalı videolar için burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.