Barut Nedir Barutu Kim ve Ne Zaman Buldu?
Barut Nedir Barutu Kim ve Ne Zaman Buldu? İnsanlığın hayrına olan her icat, elbette takdir edilmelidir. Barutu bulanlar, bir gün barutun toplu katliamlara sebep olacağını acaba biliyor muydu? Orduların ellerinde barutlu silahlarla bir anda yüz binlercesini öldüreceğini biliyor veya hayal edebiliyor muydu?
Elbette ki bu soruların cevaplarını bilemeyiz. Ancak barut icat edildiğinden beri, öyle çokta insanların hayrına kullanılmamıştır. Baruttan insanların iyi yönde faydalandığı alanlarda vakidir. Lakin kahir ekseri ateşli silahlarda kullanılmıştır. Barutla önce tüfekler, sonra tabancalar ve toplar, şimdilerde ise akıllı ve güdümlü füzeler, mayınlar ve bombalar yapılmaktadır.
Barut Nedir?
Barutun birkaç çeşidi bulunur. Tarihte İcat edilen ilk barut, kara baruttur. kükürt, odun kömürü ve potasyum nitratın bir karışımıdır. Kükürt kullanılmadan yapılabilirse de, bu şekilde yapılan kara barut, kükürt kullanılarak yapılan kadar güçlü olmaz. Çok hızlı yanarak karbondioksit, su ve azottan ibaret sıcak bir gaz hacmi ve potasyum sülfürden oluşan katı bir artık bırakır.
Yanma özelliklerinden dolayı ortaya çıkan sıcaklık ve gaz hacmi, barutun ateşli silahlarda itici yakıt ve havai fişeklerde piroteknik bileşim olarak kullanımına yol açmıştır. Modern ateşli silahlarda kara barut yerine dumansız barut kullanılır. Antika ateşli silahlarda çoğunlukla kara barut kullanılır.
Kara barutun dezavantajı, silahlarda kullanıldığında, namluda dumansız baruta nazaran önemli ölçüde atık ve kir bırakır. Bu dezavantajından dolayı kara barut kullanılan silah ve toplarda namlu ağzı sık sık temizlenmek zorundadır.
Barutu bir mermi fişeğinin içindeki gibi kapalı bir alanda hapsederseniz, hızlı yanma olayından ötürü açığa çıkan enerji içerde birikmiş ve hapsolmuş olur ve ardından şiddetli bir patlama ile dışarı salınır ve bu salınmanın basıncı da mermiyi yüksek hızlarda ileri iter.
Barutun Tarihçesi
Barutun çok eski bir tarihi vardır. M. Ö. 1000 yıllarında Çinliler savaşlarda ateşi bir silah olarak kullanıyorlardı. Gerek Doğuda, gerek Batı’da savaşlarda alev ve ateşten de faydalanılıyordu. Bilhassa Çin ordusunda çömlekler ve gülleler içindeki yanıcı maddeleri düşman ordusuna atarak dehşet saçan savaş arabaları vardı.
Batılıların ateşli silahları Doğululardan öğrendikleri biliniyor. Pelopones Savaşlarında (M. Ö. 428-424) içlerinde kömür, kükürt ve zift gibi yanıcı maddeler bulunan toprak kaplar mancınıklarla atılmıştı. Yalnız, böylece çıkarılan yangınlar, üzerine toprak atmakla kolayca söndürülüyor, fazla bir ziyan ve hasara sebep olmuyordu.
Bunun sonucu olarak, yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de kendi bünyesinden alan yanıcı maddelerin aranmasına başlandı. Yani, üzeri örtülse bile söndürülememeli, alevler devam etmeliydi. Böylece, ateşli silahlardan patlayıcı silahlara geçilmiş oldu. Bu işte ilk olarak güherçile kullanıldı. Güherçilenin, kimyasal adı potasyum azotat olan beyaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir.
Doğu’da Çinliler güherçileyi (Potasyum nitrat) biliyorlardı. Abdullah adında Malaga’lı (İspanya’nın güneyi) bir Arap yazarı (1200 yılları), güherçileden bahsederken “Çin karı” tabirini kullanmış, İranlı yazarlar da “Hint karı” demişlerdi. Böylece, güherçile XIII. yüzyılın ortalarına doğru Doğu’dan İslam memleketlerine geçmiştir. Çinlilerin barut yaptıkları anlaşılıyorsa da, onlar barutu maytap ve kestane fişeği dediğimiz şekilde kullanmışlardı.
Büyük İskender’in Hindistan’a gittiği sıralarda barut Hindistan’da da biliniyordu. Marco Polo Çin’e yaptığı uzun gezisinde, Çin rahiplerinin geceleri havada barutlu fişeklerle şenlikler yaptıklarını görmüştü.
Osmanlı Barutu Ne Zaman Kullandı?
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, topun Osmanlı ordusunda 1389 tarihli I. Kosova Savaşı’ndan itibaren kullanılmaya başlandığını, ordunun merkezinde konuşlandığını, bu tarihte orduda Haydar isminde bir topçu bulunduğunu bildirmektedir. Bu muharebede Sırpların da Osmanlı karşısında top kullandığı bilinmektedir.
Top kullanımıyla ilgili diğer bir bilgi İsmail Hami Danişmend tarafından verilmektedir. Danişmend, Osmanlı ordusunda 1364 yılında yapılmış bir top olduğunu ve bunun aynı yıl Karamanlılarla yapılan savaşta kullanıldığını belirtmektedir. Bunun gibi belgeler, Osmanlı’nın 14. Yüzyıl ortalarından itibaren top kullanımına bütün bütün yabancı olmadıklarını, ellerinde çok kısıtlı sayıda da olsa top bulunduğunu göstermektedir
Balkanlar’daki istilalarda Boşnak ve Sırplar’la yapılan savaşlarda çok sayıda tüfek ele geçirildiği, buralardaki tüfek imalathanelerinin üretimlerine Osmanlı gözetiminde devam edildiği bilinir. Osmanlıcada benimsenen tüfenk sözcüğünün de Boşnakçadan geldiği anlaşılmaktadır.
Osmanlı kuvvetleri 1421 yılında II. Murat saltanatı sırasında Selânik’i ele geçirilmesinde, 1442’de Sivrihisar kuşatmasında tüfek kullanılmıştır. Varna Muharebesi’nde (1444) top ve tüfek önemli ölçüde kullanıldı.[40] Muhtemelen Yeniçerilerin ateşli silahlarla donatılması II. Murat dönemine denk gelmektedir.
Osmanlı ordusunun ateşli silahlarla donatılmış olması hem batıda hem de doğuda yayılmasında önemli rol oynamış, ateşli silahlarla donatılmamış geleneksel ordular karşısında kesin bir üstünlük sağlamıştır. Özellikle topçu, ana kütlesi süvari olan ordular karşısında, ilk anda yarattığı patlamalarla üstünlük sağlamıştı. Süvari atları hiç alışkın olmadıkları bu ses karşısında paniğe kapılmış ve sevk edilemez hale gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sadece ateşli silahların ana silah olarak kullanılmasında değil teknolojide de, örneğin top dökümü ve barut imalatı, en azından erken yüzyıllarda ve Asya uygarlıklarına göre belirgin bir ilerleme gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu teknolojiyle savaş halinde olmadığı İslam devletlerine ateşli silahlarla ilgili yardımlarda bulunmuştur.
Barut İlk Ne Zaman Kullanıldı?
Çinliler barutu silah olarak ilk defa 904 yılında patlayıcı olarak kullandılar. Adını “uçan ateş” koymuşlardı. Ardından barut bombalarını mancınıklarda da kullanmaya başladılar. Barutun kayıtlı ilk itici güç olarak kullanılması 1132 yılında bambudan yapılmış toplarda kullanılması denemeleridir. Metal boruya sahip topların kullanımı 1268-1279 tarihleri arasında Moğollar ile Song Hanedanlığı arasındaki savaşta görülür.
Barutun Araplar tarafından kullanılması 13. yüzyılda gerçekleşmiştir. Barutun Avrupa’ya nasıl geldiği hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bazı tarihçiler İpek Yolu yoluyla geldiğine inanmakta, bir grup da, barutun Avrupa’da Çin’den bağımsız olarak icat edildiğini savunmaktadır.
1846 yılında İtalya’da Soprero, İsveç’te Schönbein ve Fransa’da Böttger adlı kimyagerler ayrı ayrı çalışarak nitrogliserin ve nitroselüloz (veya pamuk barutu) adı verilen barut çeşidini buldular. Bu patlayıcılar olumlu olduğundan, birçok kişi bunları tekâmül ettirmek için çaba sarf etti. 1886’da Fransız kimyager Vielle silahlarda kullanılabilen ilk dumansız barutu yaptı.
Barutun Kullanım Alanları Nelerdir?
Barutun yanma hızı basınçtan etkilenmediğinden dolayı, patlayıcı özelliği gösterir ama yavaş ayrışmasından dolayı da oldukça güçsüz bir patlayıcı sayılır. Bu özelliğinden dolayı daha çok itici bir güç olarak kullanılması tercih edilmiştir.
Yandığında silahın namlusuna zarar veremez ama mermiyi itecek yeterli kuvveti yaratır. Fakat kayaların parçalanması gibi uygulamalar için gücü yetersizdir ve bu gibi durumlar için dinamit gibi baruttan daha güçlü patlayıcılar kullanılır.
Toz taneciklerinin büyüklüğü, barutun yanma hızını belirler. Daha küçük tanecikler, daha fazla yüzey alanı yaratır bu da daha hızlı yanma demektir. Kovan içinde sıkılaştırılması yanma başladığında patlama yaratır. İşaret fişeklerinde de tercih edilir.
Barut Nasıl Yapılır?
Barut Nedir Barutu Kim ve Ne Zaman Buldu? adlı konumuza son verirken barut ile alakalı videolar izlemek isterseniz, burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.