YaşamGenel

Doğal Yaşamak Artık Bir Zaruret mi Oldu?

Gıda terörünün her ürüne el attığı bir dönemde, doğal yaşam kaynağı köyde, dalından meyve koparmak!

Doğal Yaşamak Artık Bir Zaruret mi Oldu?

Doğal Yaşamak Artık Bir Zaruret mi Oldu? Dünya üzerinde özellikle gıda üzerinde, hilenin yaygınlaşmadığı, süte suyun katılmadığı, kalıp gibi yoğurtların satıldığı, buram buram kokan tereyağlarının olduğu iki türlü ülke kaldı. Bu ülkelerden birincisi, refah seviyesi yüksek Avrupa ülkeleri, diğeri ise Pakistan, Afganistan gibi henüz hilenin ve hile yollarının bilinmediği veya bilinse de bu yollara başvurmayan saf ve temiz kalmış Asya ülkeleri…

Avrupa ve bahse konu Asya ülkelerine kıyasla bizim güzel ülkemizde, terörün en büyüğü gıda üzerinde yaşanmaktadır. Gıda terörüyle canını kaybedenlerin sayısı PKK terörünün neden olduğu can kaybından daha az değildir.

Böyle bir kıyas yapmamızın sebebi ise, ülkemizde diğer dünya ülkelerine nazaran, kanser vakalarında artışın daha hızlı olduğu, kalp krizi ve ani ölümlerin de daha çok artmasıdır. Gün geçmiyor ki ülkemizde üretilen herhangi bir gıda üzerine oynanan bir oyun olmasın.

Örnek mi verelim? Verelim. Kırmızı toz bibere, kiremit tozu, süte su, tereyağına margarin, suya süt tozu, kırmızı ete beyaz et veya tavuk eti veya tek tırnaklı eti veya domuz eti karıştırmak sıradan bir iş haline geldi. Tarım bakanlığı hileli ürün üreten dev firmaları çarşaf çarşaf yayınlıyor, fakat hilenin önüne geçemiyor.

Sadece geçtiğimiz senenin mart ayında hileli ve ayıplı gıda satan 371 firma ve 559 ürün listesi yayınladı. Sağlığımızla oynayan bu firmalar, caydırıcı olmayan cezalar ve yaptırımlar nedeniyle kapansa bile, kısa süre başka marka ve başka isim altında kurulan yeni bir şirketle, hırsızlığa, yolsuzluğa ve halkın sağlığıyla oynamaya devam ediyor.

Geldiğimiz nokta açısından gıda üzerinden oynan oyunların ve hilelerin önünün alınamadığı aşikâr ortadadır. Özellikle dar boğazdan geçtiğimiz bu günlerde, gıda fiyatlarının ateş pahası olması, alıcıların alma gücünün olmaması, üreticileri daha ucuz ürün çıkarabilmek adına hileye sevk ediyor.

Ayrıca ham madde temininde yaşadıkları zorluk da yine gıda üreticilerinin neredeyse ürettikleri her üründe çeşitli hile ve tağşişe başvurmasına sebep oluyor.

Yapılan bu hileler halk sağlığını tehdit ediyor. Tereyağı yediğini düşünen vatandaşa, margarin yağına ekmek banıyor. Simsiyah zeytin aldığını düşünen vatandaş boyalı zeytin yutuyor. Hele de et ve ürünlerinde, özellikle hayvansal gıdaların tümünde tehdit gitgide daha korkunç bir hal alıyor.

Doğal Yaşamak Mümkün mü?

Eğer bir köyde yaşamayacaksanız, doğal yaşamak için çok zengin olmanız gerekir. Bunun dışında şehirde oturarak doğal ve sağlıklı yiyecekler tüketmek pek mümkün görünmüyor. Betonarme binalar arasında sağlığımızı yok ediyoruz.

Suni gıdalarla tatlandırıcılarla, doğal olmayan ürünlerle her gün biraz daha ölüyoruz. Bu ölüm yavaş yavaş geldiği için, bir anda olmadığı için fark edemiyoruz. Durumu fark ettiğimiz zaman ise iş işten geçmiş oluyor.

Bu yüzden sağlığına değer verenler, köyü olanlar, köyünde toprağı bağı bahçesi olanlar, betonarme binalarını satarak, köyünde bir çiftlik kurmalı, en azından kendi hayatını idame edecek şekilde ürün yetiştirmelidir.

Köyde Yaşamak Kolay mı?

Şehirde yaşamak kolay mı sanki köyde yaşamak kolay mı? Sorusunu soruyorsun? Yöneticilerden, hükümetlere kadar ülke insanı için her şeyin zorlaştırıldığı, nefes almanın bile neredeyse paraya dönüştürüldüğü bir ortamda nerede yaşarsanız yaşayın hiçbir şekilde yaşamak kolay olmayacaktır.

Fakat köyde bir yaşam sürmeniz, sağlıklı yaşamanıza, acı çekmeden ölmenize, yiyeceğiniz ürünlerin dalından koparılmış bir şekilde en iyi ürünler olacağına neden olacaktır. Fabrika bacası solumayacak, tatlandırıcılar, renkli şekerler kullanmayacak, dalından cennet meyveleri kopararak, dağlarda bal üreterek tatlı ihtiyacınızı gidereceksiniz.

Birkaç dönümlük araziniz olsa, o arazi içinde besleyeceğiniz, birkaç koyun, birkaç inek ve yumurta için 15-20 tavuk sizin tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak, bahçenize ektiğiniz domates, biber, patlıcan ve diğer sebzelerle doğal yaşamanın en alasına sahip olacaksınız.

Şimdilerde duyuyoruz. Durumu iyi olan bazı insanlar, köye dönüp doğal yaşarken, işini de büyütüp, tavuk çiftliği kurarak, doğal köy yumurtası üretiyor veya et için doğal köy tavuğu besliyor. Yine bunun dışında, Süt inekleri besleyerek, elde ettikleri sütle; peynir tereyağı ve yoğurt gibi gıda üreterek pazarlayanlarda bulunuyor.

Tavuk beslemek özellikle yumurta için tavuk beslemek isteyenler için hazırladığımız yumurta tavuklarından bahseden ve bu tavukların yumurta verimliliklerine göre ayıran bir sayfamız vardı. Bu konuyu merak edenler En Çok Yumurtlayan Tavuk Cinsleri adlı konumuza göz atabilir.

Tabi köyde yaşamın başka güzellikleri de var. Tohum üretebilir, balcılık yapabilir, kendinize yetecek kadar hayvancılık yapabilir ve yine bağ, bahçe işleriyle uğraşarak meyveler yetiştirebilirsiniz. Doğrusu köyde yapabilecek ve geçinebilecek yığınla iş var.

Belki de üzerimizdeki ölü toprağını atıp, bir bahane ile köy hayatına koşmamıza ramak var. Kim bilir belki de bu yazı bile ateşlenmeniz için size yetecek. Her ne olursa olsun, böyle bir dönüş, köyde üreterek yaşamayı seçmek, sizin için hayırlı olacaktır. Çünkü üreten insan, hem kendine hem çevresine fayda sağlayandır. İnsanların en hayırlısı ise insanlara hayrı dokunandır.

Doğal Yaşamak Artık Bir Zaruret mi Oldu?

Doğal Yaşamak Artık Bir Zaruret mi Oldu? adlı konumuza son verirken, köyde yaşam ile alakalı videolar için burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.

Keyifli Admin

Medeniyetimiz, ahlaki değerlerimiz ve bu vatan toprağı bizim için değer konmaz birer hazine niteliğindedir. Keyifli Bilgi yapabildiği kadar, sizlerin de desteğiyle bu hazinelerin hepsine taliptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu