Hakikat Zaten Acıdır Söylerken de Acıtma!
Hakikat Zaten Acıdır Söylerken de Acıtma! Müslümanın şiarıdır, doğru sözlü olmak, güzel sözlü olmak, sözü en güzel söylemek ve söylerken muhatabını incitmemek. Şimdilerde dinlemekten çok konuştuğumuz ve okumaktan çok yazdığımız için umumiyetle muhatabımızı incitmeden konuşmayı da pek beceremiyoruz.
Kaldı ki başlıkta da olduğu gibi, hakikat acıdır. İnsanın canını yakar. Zor gelir insana ki hal böyle iken hakikat sözü birde bağıra bağıra, karşıdaki insanı incite incite söylerseniz, bu durumda bir netice almayı da beklemeyin, çünkü hakikati siz nezaketsizliğe, bozuk bir üsluba ve kabalığa kurban ettiğiniz için netice olarak iyi bir sonuç almanızda beklenemez.
Müslüman Nasıl Konuşmalıdır?
Öte yandan Müslümanların en birinci kaynağı olan kuran-ı kerim ise biz Müslümanlar içinde defalarca güzel konuşmayı emretmiş, bu hususta bütün Müslümanları uyarmıştır. Kaba söz, nezaketsiz bir tutum Müslümanın inanç ve ahlakıyla bağdaşmayacağı böylece bizatihi kuran-ı kerim tarafından ortaya konmuştur.
Mamafih yeryüzünde peygamberlik görevini ifa eden peygamberlerin hangisine bakarsanız bakın, hepsi büyük bir nezaket sahibi olmakla birlikte, doğru konuşan, güzel konuşan, kibar konuşan ve kibirsiz konuşan peygamberlerdir. Aşağıda Kuranı kerimde güzel konuşmaya dair ayetlere sırasıyla bir bakalım:
- Kibarca Konuş (Kuran-ı Kerim /2:83)
- Gerçeği Konuş (Kuran-ı Kerim /3:17)
- Adaleti Konuş (Kuran-ı Kerim /6:152)
- Zarifçe Konuş (Kuran-ı Kerim /17:23)
- Dürüst Konuş (Kuran-ı Kerim /17:28)
- Nazikçe konuş (Kuran-ı Kerim /17:53)
- Yumuşak Konuş (Kuran-ı Kerim /20:44)
- Yalansız Konuş (Kuran-ı Kerim /22:30)
- Kibirsiz Konuş (Kuran-ı Kerim /23:3)
- Düzgün Konuş (Kuran-ı Kerim /33:70)
Kaba ve haşin konuşmaların bir Müslümana yakışmadığını ve ses tonumuzu da yerine göre ayarlamamız gerektiğini ifade sadedinde canlı bir misal vererek:
“Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 19)
Yukarıdaki ayette de görüldüğü üzere Rabbimiz, bunun gibi pek çok talimatla, Müslümana yakışan konuşma üslubunu Kuran-ı Kerimde beyan ediyor. O halde bir Müslüman olarak bize düşen harfiyen bu talimatlara uyarak ebedi saadetimizi kazanırken, böylesine üstün bir nezaket ve insancıl tavırlarla daha dünyadayken, insanların gönlünü kazanmaktır.
Çünkü insanlar başka insanların üsluplarından tavırlarından etkilenir. Emir olunduğu gibi dosdoğru olan, dürüstçe ve kibarca, yalansız ve kibirsiz konuşan bir Müslüman çevresinde sempati kazanır. Bu sempati birilerinin hidayetine sebep olur.
Böyle bir durum halinde, birilerinin hidayetine davranış ve tavırlarınla sebep olduğunda, Resulullah (sav) şöyle buyuruyor, “Tek bir kişinin imanına sebep olmak, sahralar dolusu kızıl deveden daha hayırlıdır”
Hakikat İnsanı İncitmeden Nasıl Söylenir?
Hakikat zamana, cepheye, konuma veya insana göre değişmeyen tek doğru ve tek gerçektir. Onu söylerken muhatabı incitmeden söylemek gerek. Düşünsenize, annesi vefat etmiş birine, annesinin öldüğü nasıl söylenir?
Alabildiğine nezaketsiz ve kaba bir tavırla karşıdaki insana annesinin öldüğü söylenildiğinde o insan iki kez ölmez mi? Hâlbuki annenin ölümü öyle bir üslupla söylenmeli ki, hakikatin acısını azaltsın, acısını dindirsin.
Nitekim annenin ölümü kaçınılmaz bir hakikattir ve mutlaka söylenecektir. O halde onu üslupların en güzeliyle, yürürken karıncayı incitmekten korkan birinin tavırlarıyla, hatta ölen sanki kendi annemizmiş hassasiyetiyle söylemeliyiz.
Unutulmamalıdır ki, sözde büyü tesiri vardır. Söz vardır söylenildiğinde baş keser, söz vardır söylenildiğinde savaşı keser. Sözü savaşı kesecek incelik ve sanatta söylemenin arifliğini, o muazzam hikmet ve bilgeliği edinmek her Müslümanın en azından kürsü sahibi Müslümanların şiarı olmalıdır.
Tabi ki bunun yolu insanın inkişaf etmesinden geçer. Bu yüzden zaman zaman derin tefekkür içinde olmalı, insan olarak kendimizi tanıma yolculuğuna çıkmalı, eksik ve yetersiz hissettiğimiz konularda bolca okumalar yapmalıyız. Şimdiki neslin en büyük şansızlığı, onu kitaptan alıkoyacak, bir sürü elektronik alet ve edevatın olmasıdır.
Bundan otuz yıl önceki neslin şanslı tarafı, uzun kış gecelerinde yalnızlığını giderecek, can sıkıntısını bitirecek, ona bir şeyler öğretecek kitaptan başka hiçbir şeyin olmamasıydı.
Bugün insanı ilimden ve inkişaf etmekten alıkoyan tüm oyuncak, alet ve edevata sırtını dönen bir genç, internet de dâhil vaktini alacak tüm işlerden elini ayağını çekerek sadece bir sene boyunca okuyup araştırarak kendini yetiştirmeye ve geliştirmeye zaman ayıracak olsa, kendi neslinin ve kendi akranlarının en az on yıl önünde olur.
Hakikat Zaten Acıdır Söylerken de Acıtma! adlı konumuza son verirken, dürüstlük ile alakalı hadisler için dürüstlük ve güzel ahlak adlı konumuza göz atabilir, veya dürüstlük ve hakikat ile alakalı videolar için burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.