YaşamGenel

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri

Dünyanın Her yerinde Cennet Gibi Koylarda Para olmadan Yaşama Fikri

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri Burası Endonezya sahilleri, doğrusu adeta bir cennete benzeyen bu kadar güzel sahilleri olan ülkeler belki de bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Videodaki arkadaşın hatırı sayılır sayıda videosunu izledim. Endonezya sahillerinden de onun sayesinde böylesine haberdar oldum. İyi bir zıpkın avcısı, kıyafetlerini giyip suya daldı mı, hiç boş çıkmıyor. Her defasında devasa balıklarla tekneye geri dönüyor.

Fakat benim onu takdir ettiğim yer, onun iyi bir zıpkınlı balık avcısı olması değil, iyi yürekli bir adam olması. Çünkü her defasında her biri 30 ila 40 kilo kadar gelen balıkları yakalayıp, Endonezya’nın fakir köylüleri ile paylaşması. Yakaladığı balıkları, sahile getirip kendi elleriyle dağıtıyor ve bir kısmını da pişirip arkadaşlarıyla yiyor.

Düşünsenize Türkiye’de ve dünyada gencinden yaşlısına kadar herkesin ”Nasıl para kazanırım?” sorusunu kendisine sorduğu bir zamanda, parayı hiç umursamadan sade, doğal ve cennet gibi koylarda yaşayarak kazancını bölüşüyor, yaşamı bölüşüyor, parasız bir hayatın, parasız bir yaşamın nadir örneklerinden biri oluyor. Gerçekten de paradan kaçan, parasız yaşama hayali kuranlar için böylesi bir yaşam, değerlendirilecek kadar iyi bir fikir olabilir. Taliplilerinin dikkatine sunarız.

YouTube video

Endonezya Nasıl Müslüman Oldu?

İnsanları halim selim kibar ve naif gerçekten Endonezya halkı kadar sakin ve naif başka bir millet görmedim. Onları kim takip ediyor derseniz, komşu ülke Malezya’dır. Fakat Endonezya halkı çok daha başka…

Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya beş akçelik bir kumaş sayesinde Müslüman oldu. Ki o olay şöyledir:

Kendi halinde bir tüccar bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:

– Hangi kumaştan sattın?

– Şu kumaştan efendim.

– Metresini kaça verdin?

– On akçeye.

– Nasıl olur?” diye hayret etti.

– Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu? Hemen eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkân sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helallik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.

– Ne demekti “Hakkını helal et?”

Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı ve Kral sordu:

– Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?

– Ben, dedi tüccar, bir Müslümanım. İslam dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.

Kral:

– İslâm nedir, Müslümanlık nedir? Gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularının cevabını aldı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslamı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halkta Müslüman oldu.

250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya’nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı. Yapılan tek şey vardı sadece: insanın İnandığı gibi yaşaması ve sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmasıydı.

Efendimiz (sav) in müjdesi herkese açık:

“Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, Sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.” – Tirmizi, Büyü 4

Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi. Ki ne mutlu dürüst tüccarlara, ne mutlu dürüst Müslümanlara…

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri
İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri

Endonezya Hakkında Önemli Bilgiler

Endonezya’nın tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler, 4-5 bin yıl kadar önce, Malezya’dan halkın gelip yerleştikleri hakkındadır. Eski çağlardan beri ülkenin üzerinde bulunduğu adaların deniz ticaretinde ehemmiyeti çok büyük olmuştur. Bu sebepten, halk genellikle denizci veya tüccardı. Tarih çağlarında ülke, Çin, Hindistan, İran ve Bizans İmparatorluğunun deniz ticaret yolu idi. Hâlen bu özelliğini korumaktadır. Eski çağlarda ticâret gemileri buraya uğrar, baharat, reçine ve değerli kereste alırlardı.

Ticâretteki bu ehemmiyeti sebebiyle, dünyanın çeşitli yerlerinden Endonezya’ya gelip yerleşen insanlar ülkede yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine sebep olmuşlardı. Bu devirlerde ülkede aşiret idareleri krallık haline geldi. Öyle ki her ada ayrı bir krallıktı. Yedinci ve on üçüncü asırlara kadar bölgenin en güçlü krallıkları, Sumatra ve Cava krallıkları idi. Güçlü olmalarının bir neticesi olarak da bölge ticaretine hâkimdiler. On ikinci ve on beşinci yüzyıllarda Hindistan ve Malezya’dan ticâret için buraya gelen Müslüman tacirler İslamiyet’in yayılmasına vesile olmuşlardır.

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri
İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri

Endonezya’nın Fiziki ve Coğrafi Yapısı

Endonezya’nın başkenti Cakarta, Endonezya genel yapı itibarıyla volkanik adalardan müteşekkildir. Çoğu sönmüş vaziyette yaklaşık 150 civarında volkan bulunmaktadır. Ülke Ekvator çizgisi üzerindedir. Büyük adalardan olan Sumatra ülkenin batısında olup, Malakka Boğazı ile Asya kıtasından, kuzey batı, güney doğu doğrultusunda, güney doğuda Sonda Boğazı ile Cava Adasından ayrılmıştır. Birmanya’daki sıradağların bir uzantısı Sumatra Adasının batı kıyılarında devam eder. Bu sıradağlar sönmüş ve hâlen faaliyette bulunan pek çok volkandan müteşekkildir.

3000 metreyi aşan yüksekliklere sahip bu dağ silsilesinin kuzeyinde geniş ve verimli vadiler, büyük göller bulunur. Adanın doğu kesimleri, düz ve basık olan ovalıktır. Bataklıklar doğu sahillerinde oldukça geniş yer kaplar. Büyük ırmaklara sâhiptir. Cava Adası, Sumatra ile Küçük Sonda adalar dizisinin en batısındaki Bali Adası arasında batı doğu istikametinde yer alır.

Yaklaşık bin km boyunda ve iki yüz kilometre eninde olan bu adada ekvatora paralel sıradağlar vardır. Bu sıradağlar, güneye daha yakın olup, üzerinde çok sayıda, bazıları hâlen tütmekte olan volkanlar mevcuttur. Adanın kuzeyi düz ovalı olmasına rağmen güney kıyıları yüksektir. Güney de deniz dibi fazla kayalık değildir. Bu da gemilerin adanın güney kıyılarına rahatlıkla yaklaşmalarını sağlamaktadır. Bu sebepten limanlar güneyde kuzey kıyılarına nispeten daha çoktur.

Cava Adasının doğusunda yer alan orta büyüklükteki adalar topluluğu olan Küçük Sonda Adaları da fizikî yapı itibarıyla diğer Sumatra ve Cava Adalarından pek farklı yapıya sâhip değildir. Topluluğu meydana getiren adaların hepsi volkanik olup, kıyıları düz ovalıktır. İrian Barat denilen Yeni Gine’nin Endonezya’ya âit batı kısımları da fizikî yapı olarak pek fazla değişmez. Bradjamusti Sıradağları, bölgenin ortasında batı doğu doğrultusunda yer alır.

Güney kısmı verimli ovalarla kaplı olan bölgenin kuzeyinde orta kesimlerindekine nazaran daha alçak olan sıradağlar, paralel olarak yer alır. Bu iki dağ silsilesi arada yer alan ova ile birbirinden ayrılır. Her iki sıradağlardan inen çok sayıdaki ırmak tarafından sulanan ova oldukça verimlidir. Yeni Gine Adasının batı kısmı olan bu bölgenin ortasındaki Bradjamusti Sıradağlarında yer alan Carstenz Tepesi 5050 m ile ülkenin de en yüksek noktasıdır. Yeni Gine ve Selebes adaları arasında yer alan pek çok ada ve adacıktan müteşekkil olan Moluk Adaları da dağlıktır.

Kıyıları çok girintili çıkıntılı, aynı oranda kayalık olan adalar gemilerin yanaşmasına müsait olmadığı halde bâzı yerler gemiler için iyi bir barınak vazifesi görmektedirler. Selebes Adası, adanın tam ortasındaki dağların dört farklı yöne açılması ile bir ahtapot görünümü arz etmektedir. Dört yarımadanın arasında kalan üç körfez de derin ve oldukça geniştir. Dağların en yüksek noktası 3840 m ile Latimodjang Tepesidir. Selebes Adası yakınlarında pek çok küçük adacıklar mevcuttur.

Endonezya’yı meydana getiren adaların en büyüğü Borneo’dur. Bu ada siyasi bakımdan üç bölgedir. Kuzeyde ve kuzey batıda Malezya’ya bağlı Sarawak ve Sabah bölgeleri ve bu iki bölge arasında kalan bağımsız Brunei Devleti ile bu bölgelerin dışında kalan, adanın orta ve güney kısmını teşkil eden Endonezya’ya bağlı Kalimantan adı verilen bölgedir. Güney-batı, kuzey doğu istikametinde, Endonezya, Malezya sınırının bir kısmında dağlar uzanır. Kalan geniş kısımları düz ovalık, kıyı kesimleri ise bataklıktır. Genellikle alçak ve bataklık olan kıyılarında gemilerin yanaşmasına elverişli pek çok körfez vardır.

İş Fikirleri Değil Parasız Yaşam Fikirleri adlı konumuza burada son verirken, Endonezya’nın o cennet sahillerini ve Dejan Sverko adlı bu arkadaşın diğer videolarını buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.

Keyifli Admin

Medeniyetimiz, ahlaki değerlerimiz ve bu vatan toprağı bizim için değer konmaz birer hazine niteliğindedir. Keyifli Bilgi yapabildiği kadar, sizlerin de desteğiyle bu hazinelerin hepsine taliptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu