Dini Bilgiler

Malayaniyi Terk Etmek Bu Asrın Gereğidir

Tefekkür ölümü hatırlatır insana, ölümse bütün zevklerin tadını kaçırıp, insanı malayani işlerden alıkoyandır

Malayaniyi Terk Etmek Bu Asrın Gereğidir

Malayaniyi Terk Etmek Bu Asrın Gereğidir; teknolojinin baş döndüren hızlı gelişimi, insanların evlerinde bile kolayca eğlenceye dalabilmesi, hatta evlerin bile bir eğlence ve oyun mekânlarına dönüşmesi insanlarda olması gereken kimi erdemleri, en önemlisi de insanla hayvanı birbirinden ayıran tefekkür yeteneğini köreltti.

Artık ne kadar da az düşünüyoruz. Hâlihazırdaki seçeneklerin hangisinin hayırlı olup olmadığına bakmıyoruz. Önümüzdeki yolun bir fayda doğurup doğurmayacağını umursamıyoruz. Boş ve malayani bir uğraşın içinde olup olmamak da önemli değil! Önemli olan sadece ve sadece zevk almak ve eğlenmek…

İşin aslı, medya, televizyon, internet ve basılı yayın organlarının bir slogan haline dönüştürdüğü eğlence işi, artık bir yaşam biçimine dönüştü. Gençler sürekli eğlenmenin, sürekli keyifli vakit geçirmenin derdinde. Dünyada olan bitenlerle ilgilenmiyor, Bir ahiret hesabı yapmıyor, sorgulamıyor ve araştırmıyor…

Bomboş bir Gençlik Yetiştirmek

Eskiden internetin olmaması, televizyonun çok yaygın olmaması, o siyah beyazlı televizyonların olduğu dönemlerde yeterince programın olmaması, insanları araştırmaya okumaya sevk ederdi. Köy kahvelerinde bile ilim-irfan konuşulur, gidişat sorgulanır, insanlar; öğrendikleri bilgiler ışığında büyük küçük demeden kendi nefislerini sigaya çekerdi.

Bu yüzden sürekli bir şekilde ahlaki değerleri olan, komşunun hatırını bilen, kul hakkı yemeyen, zulmetmeyen, paylaşmayı seven, ahiret hesabından korkan bireyler yetişirdi. İşte sırf bu yüzden olsa bile, bu son nesile “Şanslı” dense yeridir.

Maalesef şimdiki gençlerin alternatifi çok, yüzlerce televizyon kanalı, yüzlerce basılı medya var. Ve internete ulaşım cep telefonuyla bile mümkünken, kimi gençlerin bunlardan kurtulup, kendi akranları arasında belki de 50 sene fark atacak o muazzam ufka ulaşmasını beklemek gerçek anlamda zahmetli ve güç bir iş.

Gençlik okulda ilim öğrenmiyor. Ona tefekkür etmesi öğretilmiyor. Kemalist öğretilerle bezenmiş, çağın gerisinde kalmış, anlamsız fikir ve düşüncelerle yetiştirilmeye çalışan gençlik, 6 yaşında girdiği ve 26 yaşında mezun olduğu eğitim-öğretim kurumlarından ayrıldığında, çok iyi bildiği bir konu hakkında beş dakika takılmadan konuşamıyor, düzgün cümlelerle iki sayfalık bir makale yazamıyor.

Zaruri bir ders olmasına rağmen, ihtiyaçlarını giderebilecek derecede yabancı dil öğrenemiyor. Motor mühendisliğini okuyan genç, mezun olduğunda gösterilen motorun bir motor olduğunu bilemiyor. İşte tam da böyleyiz. Tamda bu haldeyiz.

Ne dünyevi ne uhrevi ilimler hususunda başarılı bir gençliğin yetişmemesi için, birileri gerçekten elinden geleni yapıyor. Kişisel yani ferdi çaba olmaksızın, ailenin desteği olmaksızın, bir gencin önündeki tüm oyunları bozup, bütün eğlencelere sırt dönüp, malayani olmayan, gerçek anlamda kendisine faydalı olacak işlerle vakit geçirmesi ne kadar zor!

Malayaniyi Terk Etmek Akıl Güzelliğidir

Sözün en güzelini Resulullah sav söyler. O bize malayaniyi terk etmek hususunda ikazda bulunmuştur. Malayani, boş, anlamsız, kendisini ilgilendirmeyen ve lüzumsuz işlerdir. Aynı zamanda davranış ve sözlerdir. İşte bir Müslümanı bu gibi işlerden, Resulullah sav aşağıdaki hadisle men etmiştir:

“Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (malayaniyi) terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.” – Tirmizî, Zühd, 11

Malayaniyi terk hususunda Rabbimizde bizi ikaz etmiştir. Çünkü malayani işler, insanı kimliğinden uzaklaştırır. Tefekkür etmesini engeller, vaktin kıymetini anlaşılmaz, günün nasıl bittiği anlaşılmaz. Boş işlerle uğraşmak yüzünden, uğraşılması gereken ve uğraşan için anlamlı olan işlere sıra gelmez. Aşağıdaki ayette Rabbimiz buyuruyor:

“O kişiler ki; onlar (Dünya ve ahiretlerine yaramayan her türlü söz ve iş dâhil) boş şeylerden daima yüz çeviricilerdir.” – Mü’minûn Sûresi, 3.

Müslümanın dünyasına ve ahiretine faydası olmayan her lüzumsuz işi ondaki İslam’ın güzelliği olmakla birlikte, yaşadığımız çağ itibariyle aklının da güzelliğidir. Bu zamanda yaşayan bir Müslümanın aklını kullanması hiçbir çağda olmayacak kadar elzem olmuştur.

Çünkü bu zamanda yaşayan bir Müslümanın malayani işler arasında kaybolması, malayanide boğulması daha kolaydır. Üstelik malayani işler arasında o kadar çok alternatif var ki, hepsinden kurtulmak için de özel çaba ve ille de kişinin aklını kullanması gerektir.

Malayaniyi Terk Etmek Bu Asrın Gereğidir
Zaman Akar Gider ve Nice Hayatlar Biter

Ömründen Kendine Saatler Ayıramamak

Sürekli bir koşuşturmaca içinde, adeta tık nefes, sürekli bir yerlere yetişme telaşesinde, üstelik bu koşuşturmacanın neticesini tahlil ettiğinde, varacağı yerde kendisine bir mevki verilmiyor, dünyevi bir kazancı yok, ahirete dair bir kazançta yok. Dahası koşturduğu iş bir eğlencede değil.

Öylesine anlamsız işlerle boğulan çevrenizde bir dolu genç, yaşlı insan görmüş olmanız muhtemeldir. Kendilerini unutmuş gibi yaşıyorlar. Günde bir saat olsun, gidişatları için düşünmeyi, tefekkür edecek vakti kendilerine ayıramıyorlar. İşin aslı acınası ve zavallıca bir yaşam biçimi…

Hâlbuki bu insanlar, yaptıkları malayani işlerle hiçbir paye kazanmamış olsalar da, toplum nezdinde çok önemli bir yerde bulunduklarını düşünüyorlar ki, hüsnü kuruntudan başka bir şey değil. Sadece günde bir saat silkinip akletseler, birazcık düşünseler belki bazı gerçekleri kavramaları daha kolay olacak…

Eğlenceye Dalıp Kendini Unutmak

Bu husus daha çok gençlerle alakalıdır. Çevresi geniştir. Sürekli eğlence arayışındadır. Sürekli bir yerlerde tepinmeli, kendini unuturcasına meşru olan veya olmayan her şeyi yapmalı, çılgınlar gibi yaşamalıdır.

Hiç doymayacakmış gibi hisseder, her çiçekten bal almaya kalkar, dünyanın ona verilmiş bir armağan olduğunu düşünür. Fütursuzca yaşar, bu tarz ve düşünce şekli onu egoist, çıkarcı, düşüncesiz ve eyyamcı yapar. Kimi sanal oyunlara dalarken, kimi gerçek hayatın oyunlarına gelir. Kimileri su testisi gibi suyolunda kırılır.

Bu gençlere medya yoluyla, internet ile ve özendirilen sükseli hayatlar ile gösterilen budur. İşin garibi aileler bu gidişattan çoğu zaman bihaberdir. Çünkü ebeveynler, hayat şartlarının zorluklarıyla boğuşmak zorundadır. Bütün gün faturalar, kira ve karnını doyuracak kadar bir kazancı elde etmenin peşindedir. Onu da günde 12 saat çalıştığı halde geçinemez bir hale getiren, yine sistemin kendidir.

Gençleri ahlaki değerlerden uzaklaştıran, onlara dinin unutturan, sorumluluk yüklemeyip, bundan kaçınmasını öğütleyen, senelerce anlamsız ve malayani bir eğitim veren güç hangi güçse, ebeveynleri de ekonomik sıkıntılarla boğuşmak zorunda bırakarak, gençlerle ilgilenmelerinin önüne geçen güç aynı güçtür.

Malayaniden Kurtulmanın Yolu Nedir?

Eğer söz konusu gençlerse, onlarla daha çok vakit geçirmek gerekir, onları iyiye güzele yönlendirme onlarla arkadaşlık yapma gerekir. Ailece toplanıp beraber okuma ve araştırma saatleri gibi etkinlikler düzenlenmeli, yakın diyaloglar içinde olmalıdır.

Yine insan ölümü hatırlamalı ve hatırlatmalıdır. Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar:

“Bütün zevkleri bıçak gibi kesen ölümü çokça hatırlayın!” – Tirmizî, Zühd, 4

Ölümü aklından çıkarmayıp lâyıkıyla tefekkür edebilen kimse, fânî lezzetlere; âhiret yolcusu olduğunu bilen kimse de dünya misafirhanesindeki oyuncaklara aldanmaz, onlarla oyalanıp vakit kaybetmez. Bu konuda büyük bir âlim olan İmam Gazâlî (Rahimehullah) buyurmuşlardır ki:

Malayaniyi terk etmenin ilacı, kişinin ölümün iki elinin arasında olduğunu, konuştuğu her bir kelimeden mesul olduğunu ve nefeslerinin baş sermayesi olduğunu ve dilin hurileri avlamaya kadir bir tuzak olduğunu ancak onu ihmal etmesi ve malayani konuşup zayi etmesinin apaçık bir hüsran olduğunu bilmesindedir.

Yine buyurmuşlardır ki kelâmda malayaninin sınırı o şeyi korumandır ki eğer ondan sükût dursan şimdi ve gelecekte günaha girmezsin ve zarar da görmezsin. Zira onu konuşmanla zamanın zayi olur ve lisanının konuştuğundan hesaba çekilirsin. Çünkü adi olanı hayırlı olanla tebdil ediyorsun. Eğer onu dua ve fikirde kullansan, onun iyiliklerinden sana iyilikler eser.

Eğer tespih etsen cennetten senin için bir köşk yapılır. Ve denilmiştir ki şüphesiz malayanide her bir kelime için kul ahirette beş yerde durdurulur, oralarda hesabı ve dehşeti uzar, eti ve kalbi erir, hasretler ve pişmanlıklar onu parça parça eder.

  1. Falanca kelimeyi niçin söyledin; seni ne ilgilendirirdi?
  2. Onu dediğin zaman sana menfaat verdi mi?
  3. Onu demeseydin sana zarar verir miydi?
  4. Sussaydın da neticesinde kurtuluş karı etseydin ya!
  5. Onun yerine zikirle ve tespihle ganimetlenseydin ya!

Akıllı insan en sonu gören ve o sona göre davranandır. Allah bizi akıllı ve imanı kâmil olanlardan, İslam’ı en güzel olanlardan eylesin. Rabbimiz ümmeti Muhammedî yeni bir dirilişle diriltip, malayaniden uzak, özverili, yardımsever, ilim ve irfan sahibi bir toplum etsin.

Faydasız İşlerden Yüz Çevirmek

YouTube video

Malayaniyi Terk Etmek Bu Asrın Gereğidir adlı konumuza son verirken, malayaniyi terk ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.

Keyifli Admin

Medeniyetimiz, ahlaki değerlerimiz ve bu vatan toprağı bizim için değer konmaz birer hazine niteliğindedir. Keyifli Bilgi yapabildiği kadar, sizlerin de desteğiyle bu hazinelerin hepsine taliptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu