Tevekkül Hadisleri ve Tevekkülün Önemi
Tevekkül Hadisleri ve Tevekkülün Önemi; belki sık sık duyuyor olsak da gerçek anlamını pek çoğumuzun bilmediği veya yanlış algıladığı bir kelime tevekkül. Çünkü Türk dil kurumuna göre de “tevekkül etmek” demek, güvenmek ve inanmak olarak tanımlanmış. Aslında tevekkül yapılacak bir iş kalmadıktan sonra olayların akışını Allah’a havale etmek olarak açıklanır. Yani yaptığın bir işte şüphelerini izale etmek için o işi en güzel şekilde yapacaksın gerekli tüm tedbirleri alacaksın sonra tevekkül edeceksin.
Bu konuyla alakalı ve meşhur bir hadis var ki, aşağıda da zikredeceğiz, o da şöyledir: “Bir adam, ‘Ey Allah’ın Resulü! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa salıp da mı tevekkül edeyim?’ diye sordu. Resulullah (sav) da, ‘Önce onu bağla, sonra (Allah’a) tevekkül et!’ buyurdu.” Buradan da anlıyoruz ki insanın işini usulüne uygun ve doğru bir şekilde yaptıktan sonra o işi Allah’a havale etmesi, Allah’a tevekkül etmesi gerekir.
Tevekkülün önemine gelince; İnsana maddi ve manevi açıdan rahatlama sağlayan tevekkül, insanın varoluşunun sırlarını bulmasında bir anahtardır. Allah’a güven duygusuyla insanı zirveye çıkaran tevekkül, psikolojik sağlamlığın teminatı, korku, endişe ve belirsizlik gibi olumsuz duyguları hafifleten, hatta kimi zamanda bu duyguları tamamen yok eden olumlu bir başa çıkma yöntemidir
Başka bir misal verecek olursak eğer; kişinin kapısını penceresini hırsız girmesin diye kilitlemesi, sonrada Allah’a tevekkül etmesi gerekir. Yani kapıyı pencereyi açık bırakıp, gerekli tedbirleri almadan Allah’a tevekkül etmeyi İslam reddetmiştir.
Bunun dışında tevekkülün ne olduğunu bize en sarih ifadelerle hadisler açıklayacaktır. Hemen burada tevekkülle alakalı hadisleri sizin için derleyip istifadenize sunduk. Cümlemize hayırlar getirmesi temennisiyle…
Tevekkülle Alakalı Hadisler
01 – Enes b. Malik (ra) anlatıyor: “Bir adam, ‘Ey Allah’ın Resulü! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa salıp da mı tevekkül edeyim?’ diye sordu. Resulullah (sav) da, ‘Önce onu bağla, sonra (Allah’a) tevekkül et!’ buyurdu.” { Tirmizi, Sıfatü’l-kıyame, 60 }
02 – İbni Abbas’tan nakledildiğine göre, Allah Resulü (sav) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevek- kül ettim ve yüzümü sana döndürdüm. Senin yardımınla mücadele (gücü elde) ettim. Allah’ım! Beni saptırmaman için senin izzetine sığınıyorum, zira senden başka ilah yoktur. Sen ölmeyecek olan dirisin, cinler ve insanlar ise ölümlüdürler.” { Müslim, Zikir, 67 }
03 – Avf b. Malik’ten aktarıldığına göre, Hazreti Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah acizliği kınar, hâlbuki akıllı olmalısın. Bir işin üstesinden gelemediğin zaman, ‘Allah bana yeter, O ne güzel vekildir.’ de.” { Ebu Davud, Kada’ (Akdiye), 28 }
04 – Câbir’den (ra) rivayet edildiğine göre o, Resûlullah ile birlikte Necid istikametinde bir sefere katılmıştı. Beraber dönerlerken, öğle vakti olunca ağaçlı bir vadide Allah Resûlü konaklamıştı. Askerler ağaçların altında gölgelenmek için dağılmışlardı. Resûlullah semüre denilen bir ağacın altına gitmiş, kılıcını da ağacın dalına asmıştı. (Câbir diyor ki;) Uykuya dalmıştık. Derken Resûlullah bizi çağırdı. Yanında bir bedevi duruyordu. Peygamber şöyle dedi: Ben uyurken bu bedevi, bana saldırmak için kılıcımı kınından çekmiş. (Câbir diyor ki) Peygamber o bedeviyi cezalandırmadı ve adam orada oturdu. Uykudan uyandım ki elindeki kılıçla “Seni benden kim koruyacak” dedi. Ben de ona “Allah (koruyacak)” diye üç kere tekrarladım. { Buhari, Müslim }
05 – Cabir b. Abdullah diyor ki, “Resulullah’ı (sav) ölümünden üç gün önce şöyle derken işittim: ‘Hepiniz ancak Yüce Allah’a hüsnü zan besleyerek can veriniz.’” { Müslim, Cennet, 82 }
06 – Hazreti Ebu Bekir (ra) anlatıyor: Hicret esnasında mağarada gizlenmişken ve müşrikler de yanı başımızda bizi arıyorken onların ayaklarına baktım ve “Ey Allah’ın Resulü, eğer bunların birisi eğilip ayağının ucuna bakacak olsa muhakkak bizi görür.” dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Ey Ebu Bekir, üçüncüleri Allah olan bu iki kişi için neden telaş ediyorsun?” { Buhari, Tefsir (Sure 9), 9; Müslim, Fedailu’s-sahabe, 1 }
07 – Ömer bin Hattab’ın naklettiğine göre, “Resulullah (sav) şöyle buyurdu: ‘Eğer siz gerektiği gibi Allah’a tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyin kursakları boş olarak çıkıp akşam dolu olarak dönen kuşlara rızık verildiği gibi size de rızık verilirdi.’” { Tirmizi, Zühd, 33; İbn Mace, Zühd, 14 }
08 – İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: “Allah bize kâfidir, ne güzel vekildir.” Âyetindeki ifadeleri İbrahim ateşe atıldığı zaman söylemiştir. Muhammed sav de bu ifadeyi “İnsanlar sizin üzerinize yürümek için toplandılar, onlardan korunun” dediklerinde söylemiştir. (Âyet şöyle devam etmektedir) “Bu söz Müslümanların imanlarını artırdı ve “Allah bize kâfidir, ne güzel vekildir” dediler.” “Allah bize kâfidir, ne güzel vekildir.” { Buhari }
09 – Enes b. Malik’in naklettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: “Kişi evinden çıkacağı zaman, ‘Bismillah, tevekkeltü alallah, la havle vela kuvvete illa billah’ (Allah’ın adıyla. Allah’a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet sadece Allah’tandır) dediğinde o kişiye şöyle denilir: İşte şimdi sana rehberlik edilir, ihtiyaçların karşılanır ve korunursun.” { Ebu Davud, Edeb, 102-103 }
10 – Enes’in naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) savaşa gideceği zaman şöyle derdi: “Allah’ım, tek güvendiğim sensin, tek yardımcım sensin ve senin (yardımın sayesinde) savaşıyorum.” { Tirmizi, Deavat, 121 }
Allah’a Tevekkül Etmek
Tevekkül Hadisleri ve Tevekkülün Önemi adlı konumuza son verirken tevekkül etmek ile alakalı başka videolar izlemek isterseniz, buraya tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.