Cennetle İlgili Cenneti Anlatan 40 Hadis
Cennetle İlgili Cenneti Anlatan 40 Hadis; ebediyet ahiret âlemindedir. Ebedi yurtlar cennet ve cehennemdir. Dünya hayatı gelip geçici olan muvakkat bir hayattır. Ebedi saadetin yeri cennettir. Öyle ki derdin olmadığı, tasanın olmadığı, hastalığın, rahatsızlığın kıskançlığın ve düşmanlığın olmadığı yerdir cennet.
Umumiyetle insana masal gibi geliyor; fakat bunu anlamak mümkündür, şöyle ki; anne karnındaki bir bebeğe en çok gerekli olan kordonunun doğduğunda hiçbir işe yaramayacağı, onun kesilip atılacağı ve yine anne karnında hiçbir işe yaramayan ağzıyla yemek yiyeceği; üstelik suyun içinde yaşamayacağı, yemyeşil cennet gibi bir ortamda nefes alarak yaşayacağı söylense, anne karnındaki bebek belki de bunu anlama ve idrak etme noktasında güçlük çekebilir.
İşte bizim bu dünyadaki halimiz, anne karnındaki bebeğin suyun içindeki hali gibidir. Fakat sırf biz bazı şeyleri anlamakta veya idrak etmekte zorlanıyoruz diye, o şey yok sayılmaz veya imkânsız olamaz. Ve mademki bizler Müslümanlar olarak ahiret hayatına inanıyoruz. Cennetin ve cehennemin ebedi olduğuna inanıyoruz, o halde bu inancın gereğini de yapmalı, ona göre yaşamalıyız. Evet, cennetin nasıl muazzam bir yer olduğu ayet ve hadislerle bize bildiriliyor; lakin cehenneminde nasıl bir cehennem olduğu bildiriliyor.
Bizler Müslüman olarak umut ediyoruz ki, her Müslümanın nihai yurdu cennet olsun. Hatta inanmayanlarda inansın, bir azaba duçar olmak yerine ebedi cennet ehli olsun isteriz. Biz isteriz ki tüm dünya ehli iman ederek, inanarak öz yurdunu cennet etsin. Aşağıda sahih hadis kitaplarının tamamında cennet kelimesinin geçtiği veya cenneti anlatan 40 hadis sizin için derledik.
Cennetle Alakalı Hadisler
01 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İstemeyenler dışında, ümmetimin tamamı cennete girer” buyurdu. Bunun üzerine: – Ey Allah’ın elçisi, cennete girmeyi kim istemez ki? Denildi. Peygamber Efendimiz: “Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş demektir” buyurdu. Buhari, İ’tisam 2
02 – Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in cenneti geniş bir şekilde anlattığı bir sohbetinde bulundum. Sözünün sonunda şöyle buyurdu: “Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiç kimsenin hatırından bile geçirmediği nimetler vardır.” Sonra da şu ayeti okudu: “Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere ibadet ettikleri için vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan da başkalarına harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” [Secde sûresi (32) 16-17]. Müslim, Cennet 5
03 – Aişe radıyallahu anha şöyle dedi: Sırtına iki çocuğunu almış yoksul bir kadın çıkageldi. Ona üç hurma verdim. O da çocuklarına birer hurma verdi; öteki hurmayı yemek için ağzına götürmüştü ki, çocukları onu da istediler. Kadıncağız yemek istediği bu hurmayı çocuklarına bölüştürdü. Kadının bu tutumuna hayran kaldım ve yaptığını Resûlullah’a anlattım. Şöyle buyurdu: “Bu şefkati sebebiyle Allah Teâla o kadına mutlaka cenneti vermiş (veya) bu sebeple onu cehennemden azad etmiştir.” Müslim, Birr 148
04 – Enes İbni Malik radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir: “Allah Teâla buyuruyor ki: “Kulumu, iki gözünü kör etmekle imtihan ettiğim zaman sabrederse, gözlerine karşılık olarak cenneti veririm.” Buhari, Merda 7; Ayrıca bk. Tirmizi, Zühd 58
05 – İbni Abbas ve İmran İbni Husayn radıyallahu anhüm’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cenneti yakından tanıdım; orada bulunanların çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm. Cehennemi de yakından tanıdım; orada bulunanların çoğunluğunun da kadınlar olduğunu gördüm.” Buhari, Nikâh 88, Rikak l6, 5l, Bed’ü’l-halk 8; Müslim, Zikr 94. Ayrıca bk. Tirmizi, Cehennem 11
06 – Ebû Said el-Hudri radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Rab olarak Allah’a, din olarak İslam’a, resûl olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e inanıp razı olan kimse cenneti hak eder.” Bu söz Ebû Said’in çok hoşuna gitti ve: “Ya Resûlallah! Bu sözü bana tekrarlasanız” dedi. Peygamber Efendimiz sözünü tekrarladı; sonra da şöyle buyurdu: “Bir başka haslet daha vardır ki, onun sayesinde Allah kulunu cennette yüz derece yükseltir. Her bir derecenin arası da yerle gök arası kadardır.” Ebû Said: “O haslet nedir, ya Resûlallah?” diye sordu. Hz. Peygamber: “Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihaddır” buyurdu. Müslim, İmare 116. Ayrıca bk. Nesai, Cihad 18
07 – Aişe radıyallahu anha şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim Allah’a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez” buyurdu. Bunun üzerine ben: “Ya Resûlallah! Ölümü sevmediği için mi (kavuşmak istemez)? Öyleyse hepimiz ölümü sevmeyiz” dedim. “Hayır, öyle değil. Mü’mine Allah’ın rahmeti, rızası ve cenneti müjdelendiği zaman Allah Teâla’ya kavuşmak ister; işte o zaman Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kâfire Allah’ın azabı, gazabı haber verildiği zaman Allah’a kavuşmaktan hoşlanmaz; Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz” buyurdu. Müslim, Zikir 14-17 Zühd 6; Nesai, Cenaiz 10; İbni Mace, Zühd 31
08 – Sevban radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir müslüman, hasta bir müslüman kardeşini ziyarete gittiğinde, dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir.” Ey Allah’ın elçisi, cennet hurfesi nedir? Dediler. Resûl-i Ekrem; “Cennet yemişidir,” buyurdu. Müslim, Birr 40-42. Ayrıca bk. Tirmizi, Cenaiz 2
09 – Ebû Mûsa el-Eş’ari radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz mü’min için cennette, altmış mil yükseklikte içi boş inciden yapılma bir çadır vardır. Orada mü’minin gidip ziyaret ettiği aileleri vardır. Fakat bu aileler birbirlerini görmezler.” Buhari, Bed’ü’l-halk 8, Tefsiru sûre (55) 2; Müslim, Cennet 23-25. Ayrıca bk. Tirmizi, Cennet 3
10 – Ebû Said ve Ebû Hureyre radıyallahu anhüma’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: Siz cennette ebediyyen yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak, hiç hastalanmayacaksınız; hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak, hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz.” Müslim, Cennet 22. Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an 41
11 – Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennette, cennetliklerin her hafta gittikleri bir çarşı vardır. Orada, yüzlerine ve elbiselerine cennet kokuları üfleyen bir kuzey rüzgârı eser ve böylece güzellikleri daha da artar. Eskisinden daha güzel ve yakışıklı olarak eşlerinin yanına döndükleri zaman, aileleri onlara: – Vallahi güzelliğinize güzellik katılmış, derler. Onlar da: – Vallahi yanınızdan ayrılalı beri siz de daha bir güzel olmuşsunuz, derler.” Müslim, Cennet
12 – Ebû Said el-Hudri radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennette öyle bir ağaç vardır ki, idmanlı bir ata binmiş olan kimse onun bir ucundan diğerine yüz senede varamaz.” Buhari, Rikak 51; Müslim, Cennet 8
13 – Halid İbni Ömer el-Adevi şöyle dedi: Basra Emiri olan Utbe İbni Gazvan bize bir konuşma yaptı. Önce Allah’a hamd ve senada bulundu. Sonra sözlerine şöyle devam etti: Şüphesiz dünya geçici olduğunu bildirdi ve durmaksızın arkasını dönüp gitmektedir. Ondan kalan, sahibinin içip de kabın dibinde bıraktığı kalıntı su kadar bir miktardır. Siz bu dünyadan, gelip geçici olmayan bir diyara taşınacaksınız. Oraya hayırlı, iyi ve güzel işlerinizle taşınmaya çalışınız. Çünkü bize anlatıldığına göre, cehennemin kenarından atılan bir taş, yetmiş sene yol alıp yine de onun dibine ulaşmayacaktır. Allah’a yemin ederim ki, cehennem mutlaka doldurulacaktır. Siz buna şaşırdınız mı? Yine bize anlatıldığına göre, cennetin kapılarının iki kanadı arasında kırk senelik mesafe vardır. Cennette öyle bir gün gelecek ki, yoğunluktan kapısına kadar dolacaktır. Ben Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’le birlikte olan yedi kişinin yedincisi olduğumu görmüşümdür. Bizim ağaç yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Bu yüzden dudaklarımız yara olmuştu. Ben giyecek bir örtü bulmuştum da ikiye bölüp Sa’d İbni Malik’le paylaşmıştık. Yarısını ben, diğer yarısını da Sa’d beline dolamıştı. Bugün her birimiz bir şehre vali olmuş bulunmaktayız. Ben, kendimi büyük görüp de Allah katında küçük olmaktan Cenab-ı Hakk’a sığınırım. Müslim, Zühd 14
14 – Cabir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennetlikler cennette yiyip içerler, ama büyük, küçük abdeste çıkmaz ve sümkürmezler. Sadece hoş kokulu bir geğirti ve ter çıkarırlar. İnsanın kendiliğinden nefes alması gibi, onlar da kendiliklerinden Cenab-ı Hakk’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder, tekbir getirirler.” Müslim, Cennet 18. Ayrıca bk. Buhari, Bed’ü’l-halk 8, Enbiya 1
15 – Mü’minlerin annesi Ümmü Habibe Remle Binti Ebû Süfyan radıyallahu anhüma, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Müslüman bir kimse, farzların dışında nafile olarak her gün Allah rızası için on iki rek`at namaz kılarsa, Allah Teâla ona cennette bir köşk yapar” veya “Ona cennette bir köşk yapılır.” Müslim, Müsafirin 103. Ayrıca bk. Ebû Davûd,
16 – İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ben cehennemden en son çıkacak (veya cennete en son girecek) kimseyi biliyorum. O adam cehennemden emekleye emekleye çıkar. Allah Teâla ona: “Haydi git, cennete gir” buyurur. Adam cennete gider, fakat ona cennet doluymuş gibi gelir. Geri dönüp Allah Teâla’ya: – Ya Rabbi! Cennet ağzına kadar dolmuş! Der. Allah Teâla ona: “Git, cennete gir” buyurur. Tekrar oraya gider, yine cennetin dolu olduğunu zanneder. Bir daha geri dönüp Allah Teâla’ya: – Ya Rabbi! Orası dopdolu! Der. Allah Teâla ona yine: “Git, cennete gir, orada senin dünya kadar ve dünyanın on misli (veya dünyanın on misli büyüklüğünde) yerin var” buyurur. O Adam: – Ya Rabbi! Sen kâinatın hükümdarı olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? (veya benim halime mi gülüyorsun?) der.” Hadisin ravisi İbni Mes’ûd şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in gerideki dişleri belirinceye kadar tebessüm ettiğini gördüm. Sonra şöyle buyurdu: “İşte cennetliklerin en aşağı seviyesinde bulunan adamın derecesi budur.” Buhari, Rikak 51, Tevhid 36; Müslim,
17 – Suheyb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennetlikler cennete girince Allah Teâla onlara: – Size vermemi istediğiniz bir şey var mı? Diye soracak. Onlar: – Ya Rabbi! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim, diyecekler. İşte o zaman Allah Teâla perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır.” Müslim, İman 297. Ayrıca bk. Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an 11
18 – Ebû Said el-Hudri radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ cennetliklere: – Ey cennet sakinleri! Diye seslenir. Onlar da: – Buyur Rabbimiz! Emret! Bütün hayır ve iyilikler senin elindedir, derler. Allah Teâla: – Halinizden memnun musunuz? Diye sorar. Onlar: – Nasıl razı olmayalım, Rabbimiz. Sen bize, hiç kimseye vermediğin bunca nimetler ihsan ettin, derler. Allah Teâla: – Size bunlardan daha değerlisini vereyim mi? buyurur. Cennetlikler: – Bunlardan daha değerlisi ne olabilir, Rabbimiz! Derler. Bunun üzerine Cenabı Hak: – Üzerinize rızamı indiriyorum; bundan sonra size hiç gazap etmeyeceğim, buyurur.” Buhari, Rikak 51, Tevhid 38; Müslim, Cennet 9.
19 – Ebû Ya’la Ma’kıl İbni Yesar radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Cenab-ı Hakk’ın, yönetici yaptığı bir kimse, yönettiği insanları aldatarak ölürse, Allah Teâla ona cennet yüzü göstermez.” Buhari, Ahkâm 8; Müslim, İman 227-228, İmare 21
20 – Ebû Hureyre radıyallahu anh, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu” demiştir: “Allah kimi, iki çenesi ve iki budu arasındakinin şerrinden korursa, o kişi cennete girer.” Tirmizi, Zühd 61
21 – Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam: – Ben şu “kul hüvellahü ahad” sûresini seviyorum, dedi. Peygamberimiz: “Şüphesiz ki onun sevgisi seni cennete sokar” buyurdular. Buhari, Ezan 106. Ayrıca bk. Tirmizi, Fezailu’l-Kur’an 11
22 – Huzeyfe radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Koğuculuk yapan cennete giremez.” Buhari, Edeb 49, 50; Müslim, İman 168, 169, 170.
23 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennete ilk girecek kimselerin yüzleri, dolunay gibi parlak olacak. Onların ardından gireceklerin yüzleri, gökyüzündeki en parlak yıldız gibi aydınlık olacak. Orada insanlar ne küçük ne büyük abdest bozarlar ve ne de tükürüp sümkürürler. Onların tarakları altındandır. Kokuları mis gibidir. Buhurdanlıklarında tüten hoş koku, cennetin hoş kokulu ağacındandır. Eşleri hûrilerdir. Cennetliklerin hepsi de babaları Âdem’in şeklinde yaratılmış olup boyları altmış arşındır.” Buhari, Bed’ü’l-halk 8, Enbiya 1; Müslim, Cennet 15.
24 – Ubade İbni’s-Samit radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim, Allah’dan başka ilah yoktur, yalnız Allah vardır, şeriki yoktur; Muhammed, Allah’ın kulu ve resûlüdür. İsa da Allah’ın kulu ve elçisi, Meryem’e bıraktığı kelimesi ve Allah tarafından (hayat verilen) bir ruhtur. Cennet, haktır ve gerçektir, cehennem de haktır ve gerçektir” diye şehadet ederse, Allah o kimseyi, ameli ne olursa olsun, cennete koyar”. Buhari, Enbiya 47; Müslim, İman 46
25 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” Buhari, Savm 5, Bed’ul-halk 11;
26 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sabah veya akşam camiye giden kimseye, her gidişi için Allah cennette bir ikram hazırla(tı)r.” Buhari, Ezan 37; Müslim, Mesacid 285
27 – Mu’az radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin son sözü, “Allah’tan başka ilah yoktur” (La ilahe illallah) cümlesi olursa, o kişi cennete girer.” Ebû Davûd, Cenaiz 20; Hâkim, el-Müstedrek, I, 351
28 – Müstevrid İbni Şeddad radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ahirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.” Müslim, Cennet 55
29 – Cabir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse sübhanallahi ve bi-hamdihi: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir.” Tirmizi, Daavat 60.
30 – Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah yolunda cihad edenler için Allah Taala cennette yüz derece hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır.” Buhari, Cihad 4, Tevhid 22. Ayrıca bk. Nesai, Cihad 18
31 – Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki budu arasındaki (üreme) organını koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” Buhari, Rikak 23. Ayrıca bk. Tirmizi, Zühd 6
32 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennette yay kadar bir yer, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.” Buhari, Cihad 5, 6, Bed’ü’l-halk 8, Rikak 51
33 – Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Eğer mü’min, Allah’ın azabının nitelik ve niceliğini bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin nitelik ve niceliğini tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi” Müslim, Tevbe 23
34 – Abdullah İbni Selam radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Birbirinize selam veriniz, yemek yediriniz, insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız. Böyle yaparsanız selametle cennete girersiniz.” Tirmizi, Et`ime 45, Kıyamet 42
35 – Sehl İbni Sa`d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız” buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz aralayarak, gösterdi. Buhari, Talak 25, Edeb 24. Ayrıca bk. Ebû Davûd, Edeb 123; Tirmizi, Birr 14
36 – Sa’d İbni Ebû Vakkas radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse kendi babası olmadığını kesinlikle bildiği birinin soyundan geldiğini ileri sürerse, ona cennet haramdır.” Buhari, Feraiz 29; Müslim, İman 114, 115.
37 – İyaz İbni Himar radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Cennetlikler üç gruptur. Bunlar: Adil ve başarılı devlet başkanı, Yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi, Ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır.” Müslim, Cennet 63
38 – Cabir radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam: – Ya Resûlallah! Eğer Allah yolunda öldürülürsem ben nerede olacağım, dedi. Resûl-i Ekrem: “Cennette” diye cevap verdi. Bunun üzerine adam elinde bulunan hurmaları attı, sonra düşmanla savaştı ve şehit düştü. Müslim, İmare 143.
39 – Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Henüz ergenlik çağına ulaşmamış üç çocuğu ölen her Müslümanı Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkati sebebiyle cennete koyar.” Buhari, Cenaiz 6, 91; Müslim, Birr 153.
40 – Abdullah İbni Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim, cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse, ölümünü, Allah’a ve ahirete inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın.” Müslim, İmare 46.
Cennet Hayatı Nasıldır?
Cennetle İlgili Cenneti Anlatan 40 Hadis adlı konumuza son verirken, cennetle ilgi hadisler ile alakalı başka videolar izlemek istiyorsanız, burayı tıklayarak youtube üzerinden izleyebilirsiniz.