Tansiyon Hastalığı Yüksek ve Düşük Tansiyon
Tansiyon Hastalığı Yüksek ve Düşük Tansiyon Sözlüğe bakıldığında basınç ve gerginlik gibi anlamlara geldiği görülen tansiyon sözcüğü, sağlık alanında önüne veya arkasına başka sözcük eklemeden kullanıldığında, atardamarların içindeki kan basıncını ifade eder. Damarın içinde kanın akabilmesi için belirli bir basıncının olması gerekir. Bu basıncı, kalbin kasılmasıyla kanı damarların içine pompalaması ve atardamarların elastikliğiyle bu basıncı dengelemesi sistemleri oluşturur.
Tam Olarak Tansiyon Nedir?
Tansiyon Hastalığı Yüksek ve Düşük Tansiyon adlı bu konumuzu gerektiği gibi açıklamak için önce tansiyon nedir? bunu cevaplayalım. Kalp durmadan çalışarak, vücut için gerekli olan temiz kanı, doku ve organlara gönderir; oksijen seviyesi azalan kirli kanı geri toplayarak da tüm vücudun beslenmesini sağlar. Kalp kasının sürekli olarak kasılıp gevşemesiyle gerçekleşen bu durum, dolaşım sistemi aracılığıyla gerçekleştirilir.
Kalp her kasıldığında, kapakçıklar açılarak kan, atardamarlara ve buradan da çatallanarak tüm damarlara gönderilir. Bu sırada kan damarlarında basınç oluşur. Bu basınç, tıp dilinde sistolik basınç ya da farklı bir deyişle büyük tansiyon olarak tanımlanır. Kalp kasının gevşemesiyle damarların üzerindeki basınç düzeyi azalır. Genişlemiş olan damarlar, kana basınç uygulayarak kan akımını devam ettirir.
Ancak bu süre boyunca da kan damarlarında hala bir miktar basınç bulunur. Bu basınç ise küçük tansiyon ya da tıp dilindeki adıyla diyastolik basınç olarak adlandırılır. Tansiyon ölçümü sfigmomanometre olarak tanımlanan alet ile mm Hg cinsinden ölçülür. Tansiyon ölçümü sırasındaki koşullar kan basıncını önemli ölçüde etkilediğinden ölçüm, 5 dakikalık istirahat sonrasında yapılmalıdır.
Yemek ve egzersiz sonrası tansiyon ölçümü normalden düşük, kahve tüketimi ya da sigara kullanımından sonra ise normalden yüksek sonuç verebilir. Bu yüzden tansiyon ölçümünden önceki yarım saat boyunca kişinin bu eylemlerden uzak kalması gerekir.
Düşük Tansiyon & Hipotansiyon Nedir?
Tıp dilinde hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyon, belirli bir düzeye kadar sorun yaratmaz. Tam tersine normalin biraz altında olması kalp-damar hastalıklarından uzak daha sağlıklı bir yaşam sürme nedenidir. Düşük tansiyonun sorun olduğu durum, sistolik tansiyonun çok uzun süreler için 70 mm den düşük kalması halleridir. Böyle hallerde şok durumundan söz edilir. Düşük tansiyonun en sık rastlanan şekli ortostatik hipotansiyondur.
Kişinin oturur veya yatar durumda iken normal düzeylerde olan tansiyonunun, ayağa kalkılınca düşmesi halidir. Bu durumda bir süre için beyine daha az kan gideceği için geçici olarak denge ve şuur bozuklukları ortaya çıkabilir. Sıvı kayıpları sırasında daha sık görülen bu durum sıvı açığının kapatılmasına rağmen devam ediyorsa veya yüksek tansiyon tedavisi altında olanlarda görülüyorsa bir doktora başvurmak gerekebilir.
Hipotansiyon & Düşük Tansiyonun Belirtileri Nelerdir?
Hipotansiyon bulunan kişiler daha çok bu rahatsızlıklarını sabah saatlerinde hissederler. Kişi güne kendini yorgun hissederek, uykusunu alamamış ve sürekli esneyerek başlar. Yapılacak en ufak hareket bile kişiye çok zor gelir ve büyük bir zorlukla bu hareket gerçekleştirilir. Yüzde kızarma ve aşırı terlemenin dışında yoğun baş ağrısı ve solgunlukta meydana gelebilecek belirtiler arasındadır.
Kişinin sürekli yorgunluk hissi nedeniyle kronikleşen psikolojik durumu ise ishale ve sık tuvalete gitmeye neden olabilir. En büyük belirti, kişi yemek yedikten sonra beyine giden oksijen miktarının yetersiz olmasından dolayı karşı koyulamayan uyku durumudur. Hipotansiyon Belirtileri
Kişide eğer yüksek tansiyon değil sadece düşük tansiyon varsa ve herhangi bir hastalığı bulunmuyorsa sağlıksal olarak bir sorun teşkil etmeyeceği gibi tansiyon seviyesinin düşük olması bir hastalık nedeniyle meydana geliyorsa o hastalığın da mutlaka doktor kontrolünden sonra tedavi edilmesi gerekmektedir.
Hipotansiyon & Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir?
Yetersiz beslenmeye bağlı olarak görülen folik asit ve B12 vitamin eksikliği, diyabet, kalp hastalıkları, dehidrasyon, iç kanama, aşırı kan kaybı ve bazı ilaçların kullanımı tansiyonun düşmesine neden olabilir. Ayrıca mide hastalıklarına bağlı olarak gelişen B12 gibi vitamin eksiklikleri de tansiyonun düşmesine neden olur. Tuzlu ayran, havuç suyu, zeytin, üzüm, zencefil, fesleğen ve su tüketiminin artırılması tansiyon düşüklüğüne iyi gelebilir.
Yüksek Tansiyon & Hipertansiyon Nedir?
Yüksek tansiyon birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan kan basıncı yüksekliğidir. Ülkemizde her üç yetişkinden birinde görülen yüksek tansiyon (hipertansiyon), gerekli önlemler alınmadığı takdirde önemli hastalıklara ve organ hasarlarına yol açar. Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimi ilk sıralarda yer alırken hastaların büyük bir bölümünde yüksek tansiyon nedeni belli değildir.
Damarın içindeki kanın damar duvarına yaptığı yüksek basınca hipertansiyon denir. Hipertansiyonda büyük ya da küçük tansiyon normalden fazladır. Yüksek tansiyon bazı kişilerde hiçbir belirtiye yol açmayabilir ve kişinin günlük yaşamını sürdürmesine bir engel teşkil etmeyebilir. Hasta uzun yıllar hipertansiyon sorunu olduğunu bilmeden yaşamına devam edebilir. Hipertansiyon
Hipertansiyon uzun süre belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine verebileceği hasar nedeniyle ‘sessiz katil düşman’ olarak da anılmaktadır. Yüksek tansiyon nedeniyle organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma meydana gelebilir. Yüksek tansiyon organlara giden kan akışını bozarak organ yetmezliklerine neden olabilir. Mutlaka kontrol altına alınması gereken hipertansiyon, ani tansiyon yükselmelerinde beyin kanaması ve felce neden olabilmektedir.
Hipertansiyon & Yüksek Tansiyonun Belirtileri Nelerdir?
‘’Sessiz düşman” terimi hipertansiyon için sıklıkla kullanılan bir terim. Nedeni ise hipertansiyonun yıllarca hiç belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilme olasılığıdır. Bu nedenle belli aralıklarla kan basıncınızı ölçtürmeniz gerekir. En belirgin hipertansiyon belirtileri arasında aşağıdakiler zikredilebilir;
- Yürüme ve merdiveni zor çıkma
- Halsizlik
- Bulanık Görme
- Kalp ritminin düzensiz olması
- Kalp Ağrısı
- Baş Ağrısı, baş Dönmesi
- Yorgunluk,
- Bacaklarda şişlik
- Burun kanaması,
- Nefes Darlığı
- Kulaklarda çınlama,
- Bazen çok sık idrara çıkma,
- Gece uykudan uyanıp idrar yapma
Kan basıncının çok yükseldiği durumlarda da, çift görme, dilde peltekleşme, yüzde veya vücutta karıncalanma da hipertansiyon belirtisi olarak kendini hissettirir. Bu acil bir durumdur ve organ hasarından korunmak için mutlaka hastaneye başvurulmalıdır.
Hipertansiyon & Yüksek Tansiyona Ne İyi Gelir?
Tansiyon yüksekliğinde kişinin mutlaka hekime görünmesi ve tedavi alması gerekir. İlk kez tanı alan ve tedavisine başlanan hastaların ilk hekim kontrolü 2 ila 4 hafta arasında yapılmalıdır. İlk kontrol sırasında hekim, ilaçların dozunu ya da kullanım şeklini değiştirebilir. Daha sonra her 6 ayda bir kez hekim kontrolüne gidilmelidir.
Tansiyon yüksekliği varlığında yaşam tarzında değişiklik olmazsa olmazlar arasında yer alır. Sigara kullanımının bırakılması, vücut kitle endeksine göre kilonun dengelenmesi, tuz tüketiminin günlük 6 gr. ile sınırlandırılması ve düzenli egzersiz yapılması son derece önemlidir. Taze meyve ve sebzelerden alınan potasyum da tansiyon yüksekliğine iyi gelir. Yüksek Tansiyon
Tüm bunların haricinde tuzsuz ayran, nar suyu, greyfurt, sarımsak, kekik, limon suyu gibi gıdaların alınması, tansiyonun dengelenmesi için önerilebilir. Özellikle sarımsak tam bir tansiyon dengeleyicidir. Fakat yine de doktorunuzun verdiği ilaçları kullanmayı ihmal etmemelisiniz.
Tansiyon Hastalığı Yüksek ve Düşük Tansiyon adlı konumuza son verirken, tansiyonla alakalı videolar izlemek isterseniz buraya tıklayarak izleyebilirsiniz